O saatlerde herkes et suyundan çorbasını içiyor, koca kazanlardan çıkardıkları iri et parçalarını iştahla atıştırıyordu. Et kokusu, aç dolaşan bozkır hayvanlarının ağzını sulandırıyor, onları obanın yakınlarına kadar çekiyor, şurada burada bu hayvanların gözlerinin parıltısı görünüp kayboluyordu. Üzüntü veren, dokunaklı iniltiler de duyuluyordu uzaktan uzağa.