Genç yaşta kanserden ölen kadın şairler kervanından , Didem Madak. Tıpkı
Naşide Göktürk gibi. Büyük şairlerin hep erkek olduğu tabusunu bana göre yerle bir eden ablamız. Şiir, bir olmazı hiç değilse hayallerde oldurmanın yolu değilse nedir ?
Hayatını merak edenler araştırabilir. Şiirini merak edenler okuyabilir. Zarifoğlu’nun “göç içimizedir” dizesini hatırlatan bir yolculuk..
Bu kitaptaki en özel şiirlerden biri de, “Enkaz Kaldırma Çalışmaları” şöyle diyor,
Kalbim neden isli bir şehir?
Kalbim ! Neden ben?
Bir tek aşk sözü söylememiş gibiyim
Kalbimi bıraktım bir yanıbaşımda
Kanatlarımla hep böyle yalnız başıma
Son şiirimi de kaybettim
Kalbim ! Neden ben ?
Son çocukluk resmimi de bir yabancıya gönderdim
Bir diğeri, “Annemle İlgili Şeyler” kendi sesinden dinleyebilirsiniz kısa bir röportajla birlikte, beni en çok etkileyen dize ise, “ Bir tek senin çocuklar üşüyecek rengi saçların vardı” bu nasıl bir yürek ve ifade !
youtube.com/watch?v=LGpbjWp...
Velhasıl keşfetmekle bitmeyecek, tekrar tekrar okunup tükenmeyecek bir hazinedir Didem Madak, rahmet olsun..
Ben içine ata ata kanser olma olayına inanıyorum çok delice geliyor ama:) ve bu kadın şairlerin içine attıkları yazdıklarından daha fazla diye düşünüyorum:)
Belki de bazı kişilerde öyle, hatta çok fazla kişide de olabilir anne-kız sözkonusu olunca..
Oscar Wilde söylemiş, "Kız çocukları annelerine benzer bu onların kaderidir, erkek çocukları babalarına benzemez bu da onların kaderidir."
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.