Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Descartes, hayvanlarının bedenlerinin işleyişine tıpkı kendi zamanının büyüleyici mekanik icatlarına, makinelere duyduğu gibi ilgi duyuyordu; ve bir guguklu saatin vidalarını söküp çarklarının nasıl döndüğünü incelemek ve yaşayan bir köpeğin göğsünü kesip, bıçağın değmesine eş zamanlı olarak verdiği tepkileri gözlemlemek, hâlâ atmakta olan kalbine dokunup kanın pompalanmasının gittikçe yavaşlamasını ve güçsüzleşmesini hissetmek[1] onun için ilgi çekici ancak ahlaki açıdan bir önem taşımayan iki hareketti. Görüşlerini hayvanlara karşı acımasız olmakla eleştiren More’a yazdığı cevap mektubunda Descartes, görüşlerinin hayvanlara karşı acımasız değil insanlara karşı anlayışlı olduğunu söyler, ne de olsa bu görüşler insanları Pisagor’unki gibi batıl inançlara kapılıp hayvanları öldürmek ve yemek konusunda şüpheye düşmekten kurtarmaktadır.[2] Descartes hayvanların ahlaki anlamda bir değeri olmadığını düşünüyordu. Ve mektupta yazdığı üzere, onun bu fikrini acımasız bulanların bu tepkilerinin mantıksal sonucunun, Pisagor’unki gibi fikirlere kapılmak olduğunun da farkındaydı: Yani hayvanları yememek ve onlara keyfi olarak zarar verip onları öldürmemek gibi fikirler! blog.dortyuzbes.com/hayvan-haklari-...
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.