Onlar gücünü sadece din adamı olmaktan ve insanların dini umutlarını sömürmekten alır olmuşlardır. Yeryüzünde hak ve adaleti hakim kılma, haksızlıklara karşı mücadele, yardımlaşma ve insanları yoksulluktan, mağduriyetten, mahrumiyetten ve zulümden kurtarma gibi asıl işleri bırakmışlar "ruhları kurtarmayı" amaç edinmişlerdir. Böylece insanların ruhuna nüfuz etmişler ve bu nüfuzu, krallara peşkeş çekmede kullanmışlardır. Böylece din, kitlelerin afyonu haline gelmiştir. Halkın bağrından çıkan(ummi) beni ise, "Bizde ruhbanlık yoktur, cihat vardır." demişti.