HAYALLERİM, AŞKIM ve SEN
Zavallı Müfid, insanların gerçek yüzünü görmekte ki acizliğin sana pahalıya mal oldu. Her şeyini kaybettikten sonra gözünü açmandan dolayı sana kocaman bir GÜNAYDIN diyorum.
youtube.com/watch?v=hCn-rU4...
Pervin, eşini aldatan hovarda bir karakter. Bu yaptığı çirkinlik hem kocasının hem de aşığının ölümüne neden olacak ve kendisi de gözleri önünde yaşanan bu olaylardan dolayı ciddi manada ruhi bunalımlara girecektir.
En çok dikkatimi çeken de şu oldu. Pervin ve aşığı Sacid, Müfit'in hasta yatağında hemen ölmesi için onun gözleri önünde sevişmeyi göze almaları. Dehşet verici bir hadise. Korkunç bir intikam. Çirkinlikte nirvana.
Anlayamadığım şu Batı kültürü ile yetişmiş Sacid karakteri baskın, atak olurken Anadolu kültürü ile yetişmiş Müfid ise saf, çabuk kanan bir insan olarak sunulmuş romanda. Bu Batı-Doğu ayrımını hemen her romanında görüyoruz yazarın.
Son zamanlarda trend haline gelen anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz cümlesini bu roman için kullanmak istedim. Yayınlayacağım kesit romanın bir özetidir.
Müfid avucunu başına koydu, karısına bakarak:
- Hastayım! dedi.
Sacid yine kitabı eline almıştı.
Pervin sordu:
- Ateşin var mı?
- Biraz.
- İlâç al!
- Yatacağım.
Bunu söyler söylemez Müfid odadan dışarı fırlamıştı;
o kadar çabuk çıkmıştı ki, Sacid de, Pervin de, onun
yalnız uçan ceketinin eteğini gördüler.
Sacid kitabı atarak hemen ayağa kalktı; kocasının
yanma gitmek için odadan çıkmaya hazırlanan Pervin'i
tuttu.
- Bırak Sacid!
Erkek bırakmıyordu.
Kadın, Sacid'le yaptığı birçok mücadele tecrübelerinde
hep mağlup olduğunu hatırlayarak, mukavemetten
yine çekinmiş, soruyordu:
- Ne istiyorsun?
- Şuna yüz verme.
- Kıskanıyor musun?
Erkek cevap vermedi.
- Peki niçin? ^
- Ona sarfettiğin vakte acırım.
- O benim kocam. (Son kelimeyi söylerken gülüyordu.)
- Benim de kızkardeşimin oğlu.
- Ve hasta.
- Olmasaydı.
- Ne olmasaydı?
- Hasta.
- Hasta olmamak elimizde midir?
- Şüphe mi var? Ben ömrümde pek az hasta oldum.
Hepsinde de ihmallerimin cezasını çektiğimi biliyorum.
Pervin ona yavaşça gözlerini kaldırdı. Sacid'in yüzüne
bakarken daima korku duyuyor ve bu his, gözlerinin
hareketine tesir ederek bakışlarını ağırlaştırıyordu. Yine
doktorun tavsiyesini hatırlayarak kendini tahlil etmekten
çekindiği için bu korkunun nereden geldiğini bilemiyor,
çünkü aramıyordu. Fakat bu erkek, hem korku veriyor,
hem cezbediyordu.
Yalvarmayı denedi:
- Bırak, Sacid. Gideyim, uyutayım onu, gelirim. Sen
burada bekle.
Sacid, Pervin'i dinlemek istemiyerek yalnız kendi arzusunu
takibediyor, kadını bileğinden çekerek bir koltuğa
götürüyordu.