Sansüre, totaliter rejimlere, kültür endüstrisine yönelik en keskin eleştirilerden biri kabul edilen Fahrenheit 451, Indiewire’ın haberine göre bugüne dek yazılmış en distopik edebiyat eserleri arasında gösteriliyor. Bir itfaiyeci olan Montag'ın işi yangınları söndürmek değil bir tehlike, bir mutsuzluk sebebi olan(!) kitapları yakmaktır. Kitapları neden yaktığını bir gün bile sorgulamayan itfaiyeci Montag, tam da sistemin istediği gibi sorgulamadan körü körüne direkt işini yapan bir itfaiyecidir. Ama bir gün her şey değişir bir el değer onun yüreğine aklına ve sorgulamaya başlar, vicdan muhasebesi yapmaya başlar ve her şeyi değiştirmek için bir meşale ateşi olur onun bu cesareti. (Bu meşale ateşi yakıp yıkmak için değil yeniden inşa etmek içindir.) Aslına roman disyopya romanı olmasına rağmen Ray Bradbury kitabı yazdığı günleri de eleştirir kitapta buna da spekülatif kurgu denmektedir. Yani aslında Ray Bradbury bizim geçmişimiz de kalan kendi şimdisini de yazmıştır. Kitabı konu olarak çok sevdim ama yazarın üslubu hoşuma gitmedi bazı yerlerde betimlemeler vs. çok sığ anlaşılmazdı (belki çevirisinden kaynaklıdır bilmiyorum). Onun haricinde okuyun okutun. Son bir söz Sokrates'ten gelsin; Sorgulanmamış Bir Yaşam, Yaşamaya Değer Değildir. Sorgulayın...

Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202288,9bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.