Memory tekniği ve irony kullanılarak yazılmış bir eser var karşımızda. Hem de sürpriz sonlu olanlarından! En sevdiklerimden! :)
Baş karakterimiz Tony Webster aynı zamanda anlatıcımız. Gençliğinden yaşlılığına kadar geçen zamanı anlatıyor bize. Bu anlatı içerisinde felsefik bir sorgulama ile de karşı karşıyayız. Ancak bu sorgulamayı yaparken de hafızanın insan yaşamı üzerindeki etkisini görüyoruz. Bir zamanlar yaptığımız şeyleri unutup sanki onlar hiç yaşanmamış gibi hayatımıza devam etmek bir lütuf mu yoksa bir lanet mi? Sanırım bu durumda onları hiç ummadığımız bir anda hatırlamak da kaderin cilvesi oluyor. Bütün olup biteni okurken kendimizden bir şeyler bulmamız da kaçınılmaz oluyor. Yaşadığımız yıllara geri dönüp baktığımızda "Ne kadar aptalmışım, keşke şunu şöyle yapmasaydım, bunu böyle yapsaydım, keşke o öyle olmasaydı" dediğimiz her şey de irony'nin hayatlarımızda vücut bulmuş hali oluyor sanırım.