Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

 Yaşama düşüncesi çocuğun beyninde parıldamaya başlar başlamaz yetişkinlerin kurallarıyla gölgeleniverir. İnsanlar ya üst üste ya da iç içe yaşayabileceklerine inanırlar; bununla birlikte toplumsal ilişkilerden müthiş korkarlar; herhangi birinin onla­rı çırılçıplak ve silahsız görmesini engellemek için yalnızlığın karanlık gölgesine sığınmaya çalışır ve bu amaçla kırk bin çeşit kural icat ederler. Kendi duydukları bu saçma kuralların ve bu kurallardan doğan çılgın ilişkilerin kulu kölesi olur, çocukla­ rının da kendileri gibi davranmasını isterler: Çocuklar çeşitli cezalarla ("sevimli ana babaların" sıradan azarları da içinde ol­mak üzere) yola getirilir. Çocuklar, kendileriyle oyun oyna­mayı kabul eden yetişkinlerin bile diğer oyun arkadaşlarından farklı olduğunu çok iyi bilirler. Büyüklerle birlikteyken insanın davranışlarına her zaman dikkat etmesi gerekir. Onlardan hep yumuşak olmaları istenmemelidir; birkaç dakika sonra oyundan bıkıp, uzun eşek oynayanların yanına gitmek yetişkinler tara­fından asla hoş karşılanmaz. Aşkın da bazı biçimleri vardır ve bu biçimlere saygı gösterilmelidir. Büyükler -ne yazık!- gülmek ve mutlu olmak için sevmezler. Sevginin amacı bu olamaz. Her şeyin bir yeri ve zamanı vardır. Ayrıca eğlenmek, hiç de ciddi bir iş değildir. Hem sonra çocukları çıldırtmak pahasına onları topluma "kazandırmak" gerekir. 
Sayfa 234 - Ayrıntı Yayınları
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.