Antika medeniyetlerin beş altı bin yıl süren gelişiminde, temel ekonomi, pek az değişikliklerle (tefeci-bezirgân) ikiz kardeşler adındaki bezirgân sermaye (le capital marchand) çerçevesini aşamaz. Onun için, gelmiş geçmiş bütün antika medeniyetler, o bezirgân ekonomi üzerinde yıkılıp kuruldukça, tarihin tekerrür ettiği sanılmıştır. Gerçekte tekerrür yok, hareket ve değişme vardır. Kantite (nicelik) bakımından: her medeniyet yıkılışında barbar yığınlarından bir bölüğü daha medenîleştiği için, yeryüzünde medeniyet alanı gittikçe daha genişler. Kalite (nitelik) bakımından: medeniyetçe boyuna fethedilen yeni coğrafya ve dolayısıyla yeni teknik üretici güçler, toplumun ekonomi temelini biraz daha ileriye götürür. İnsanlık bir adım geri, iki adım ileri de olsa, izafî olarak, her seferinde azıcık daha yol alarak, modern medeniyet basamağına doğru yükselir.
Antika medeniyetlerin, sıra dağlar gibi uzanıp gidişine, baştan sonuna dek egemen olan ana kanun tarihsel devrimler kanunudur. tarihsel devrimler, modern çağla birlikte sona erer