Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

TÜRK BUĞDAYI’NIN HİKÂYESİ ( KARSLI KAVULCA’DAN ABD’Lİ CENTURK’E)
Mennonit. Protestan bir mezhep. Alman etnik-dini bir grup olarak da bilinir; bozuk Almanca'yla konuşurlar. Hollanda'da doğdu, dünyaya yayıldı. Yayılmasının tek nedeni mukaddes kitap'taki bilgiyi insanlara öğretmek değildi: din baskısından da kaçtılar. Örneğin... Ortodoks Rusların baskılarından bıktılar: 1880'den itibaren Kuzey Amerika’ya göç ettiler. Kırım. Kars gibi bölgelerden ABD'ye giden 9 bin Mennonit. Rusya'daki arazi ve iklime benzer yerler aradılar: ve bunları Kansas ve Nebraska'da buldular. Yanlarında altın değerinde hazineleri vardı: buğday! Her aile yanında, birkaç kilo arasında değişen tohumluk buğday getirmişti. Bu: kışa-kuraklığa dayanıklı, mevsim ortasında olgunlaşan, başakları tüylü, rengi kırmızı olup, tanesi kabuğundan zor ayrılan sert dokuya sahip tahıla ABD'de. “Türk buğdayı” adı verildi. Bu; dünyanın en eski Kavılca/kabulca buğdayı idi. ABD'de 1896-1897 kışı çok sert geçti: ve sadece Türk. Big Frame ve Currell buğdayları hayatta kalabildi. Bu: Türk buğdayı Kavılca’'nın ABD'de tanınmasına yol açtı. Amerikalı tarım uzmanları 1902'de test edilen türler arasında Türk buğdayı/Kavılca’nın rekolte, soğuğa, genel hastalıklara karşı dayanıklı, kalite açısından en iyi tür olduğunu belirlediler. Fakat. Bir sorun vardı; altın değerindeki Kavılca'nın yeterli tohumluk buğdayı yoktu. Bunun üzerine ABD'de. Türk buğdayı ıslah çalışmaları başladı. ALTIN DEĞERİNDE İlk güvenilir 1919 mahsulü ölçümlerine göre: Nebraska’da buğday ekilen alanların yüzde 83'ünde. Kansas'ta yüzde 82'sinde. Colorado'da yüzde 67'sinde. Oklahoma'da yüzde 69'unda ve Teksas't3 yüzde 34'ürıde Türk buğdayı ekildiği belirlendi. 33 eyalette ekiliydi. Bu, önemli bir rekordu. 1939'da yapılan bir araştırma: soy seleksiyonu ile Türk buğdayından elde edilen 16 yeni tür oluşturuldu. Ancak... Nebraska’da dağıtımına başlanan 60 No'lu Nebraska. Türk buğdayı ile benzerlik göstermesine karşın daha geç olgunlaşıyordu. Keza... Cheyenne. Türk buğdayına göre daha kısaydı ve samanı sertti. Vs. Uzatmayayım... Amerika'daki Nebred. Blackhull. Scout. Centurk gibi melez buğdayların soy kütüğü Türk buğdayına dayanıyordu. Bitmedi... Japon bilim insanları. Daruma adlı yerel buğday çeşitlerini Türk buğdayı/kavulca'yla melezleyerek yüksek verimli Norin 10 çeşidini geliştirdi. Devreye Rockefeller Ailesi girdi. “Verimli tohum" aldatmasıyla “ari tohum ırkı" yarattırdı. Norin 10 ve Brevorile buğdayların kromozomlarıyla oynayarak laboratuvarda melezleme yaptı. Bu hibrit buğdaylar Meksika/Sonora bölgesinde ekildi. Kimyasal gübre ve zirai ilaçlar sayesinde üretim artışı üç kat oldu! -Sapının kısalığından dolayı- bu buğdayımsı “Cüce buğdaylar" Pakistan ve Hindistan'a da ihraç edildi: üretim rekoru kırıldı. Dünyanın verimli tarlalarının, buğdayların kimyasal gübrelerle, zehirli ilaçlarla tanışma dönemi başladı. Tehlikenin farkında değillerdi. Buğdayın genetiğiyle sürekli oynandı: ortaya çıkan "buğdayımsı* bir şeydi! Kavulca artık tanınmaz haldeydi... ASIL MESELE BU "Türk buğdayı/kavulca... Yıllar sonra genetiği değiştirilmiş halde anayurdu/Anadolu'ya döndü! ABD. "ihtiyaç fazlası" diye "yardım" adı altında bu buğdayımsı ürünü Türkiye'ye soktu. Kısa zaman sonra ABD'den hibrit tohumlar geldi. Ardından... Binlerce yıllık Anadolu'nun -neredeyse tüm- tarımsal topraklarını zamanla öldürecek: sentetik kimyasal gübreler ve bitki hastalıklarına karşı kullanılan zehirler Türkiye'ye dolduruldu. Türk köylüsü -meselenin farkında değildi- mutluydu: Amerikan patentli tohumlar, gübreler, ilaçlar ürün rekoltesini artırmıştı. II. Dünya Savaşı bitmişti: ama savaş sanayiinin ortaya çıkardığı nitrojen bombası, nitrat gübresi; sinir gazı böcek ilacı Anadolu topraklarını zehirliyordu. ABD bunları kullanmaya Türkiye'yi mecbur bıraktı. Başbakan Menderes'in imzaladığı 1956-57 tarım anlaşmalarına göre hangi tarımsal ürünün yetiştirileceğine ABD karar veriyordu! ABD dayatmasına karşı çıkan "Tarhana Osmanlar" (Osman Nuri Koçtürk) gibi bilim insanları veya TÖS. DİSK gibi öğretmen-işçi örgütleri dinlenmedi. Maalesef... ABD'ye boğazından bağlandı Türkiye! Bugün... Türk buğdayı/ kavulca -çağımızda hızla artan çölyak hastalığının sebebi- glüteni çok az bulundurması nedeniyle altın değerini koruyor. ("Cüce buğdayın tek sorunu glüten değil: kan şekerini de hızla yükseltiyor. Vs.) Kavulca -bir avuç insanımızın büyük emekleri sonucu- bugün sadece Kars'ta yetiştiriliyor. CENTURK Rusya, 1972'de kendi stoklarını takviye etmek amacıyla ABD'den 400 milyon kilo sert kırmızı kış buğdayı satın aldı. Bu buğdayın büyük bölümü, orijinal Türk buğdayı Kavılca’dan elde edilen türlerin karışımıydı. Colorado, Illinois, Kansas, Nebraska, New Mexico, Oklahoma, South Dakota ve Texas Tarım Deney istasyonları ile ABD Tarım Bakanlığı Tarımsal Araştırma Kurumu, 1971'de Türkiye buğdayının bu ülkedeki yüzüncü yılını kutlamak amacıyla "Centurk" adlı yeni bir türünü piyasaya sürdü. ABD'nin özellikle orta batı bölgelerinde bu türün ilk üretimini anmak amacıyla kutlamalar yapılır. Türkiye'de ise, geleneksel olarak bulgur olarak tüketilen ve lahana sarması, süt çorbası yapılan Kavılca’nın tarı¬mı ne yazık ki durdu. Çünkü hasadı günümüz koşullarında çiftçiye zor geliyor, tanesi kabuğundan zor ayrılıyor, unu tek başına iyi ekmek olmuyor ve bulgur yapımı zahmetliydi. Birkaç çiftçinin ambarında yok olacağı günü bekliyordu. Ancak Kavılca’nın kaderini bir avuç insan değiştirdi. Bir grup gönüllü tarafından Kars'ta 2006'da keşfedildi. Sayısı beşi geçmeyen çiftçi ambarından, son Kavılca’ tohumlan satın alınarak toplandı. Daha fazla sayıda çiftçi bu atadan kalma çeşi¬din ekimi için ikna edildi. Toplanan tohumlar yüzer kilolar halinde dağıtıldı. Bu¬gün Kars'ta iki yüzün üzerinde çiftçi, toplam yüz tondan fazla Kavılca’ üretiyor. Kavılca’, endüstriyel buğdaylara karşı yiğit bir mücadele veriyor. Not1: Dünyada ilk kültüre alman buğday türleri "Einkorn" ve "Emmer" buğdaylarıdır. "Einkorn" (Triticum monococcum) ve "Emmer" (Triticum dicoccum) buğdaylarına Anadolu'nun en eski yerleşimlerinden Diyarbakır Çayırönü'nde M.Ö 7 binde rastlandı. Konya Çatalhöyük, Burdur Hacılar kazılarında ekmeğin ilk kimler tarafından yapıldığını yanıtlayan bulgular bulundu. Kastamonu'nun siyezi ile birlikte Kars'ın Kavılca’sı da bu antik buğday grubu içinde yer alır. Siyez, Kavılca’ ile akraba olsa da görünüş bakımından daha çıplaktır. Bu nedenle de Karslılar, siyeze "cıbıl arpa" der. Kavılca’, siyezin daha çatallısı anlamında "çatal siy ez" adını da alır.
Sayfa 33 - kırmızıkediKitabı okudu
··
26 görüntüleme
Şeyma Demirhan okurunun profil resmi
Bir tek buğday değil; zeytinyağı, hayvanlarımız, sebze, meyve... her anlamda zengin bir ülkeyken topraklarımızdan ve hayvanlarınızdan verim alamayıp artık dış ülkelerden ithal ediyoruz. Saçmalık! Delilik!
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.