Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

169 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
“… İleride ressam olmayı hiç aklından geçirmemişsindir sanırım.’’ “Hayır, ressam olmayacağım.” “Peki, ne olmak istiyorsun?” “Hiçbir şey. Bir kuş ya da onun gibi bir şey olsaydım, başka şey istemezdim.” (s. 98) Hiçbir ebeveyn, çocuğunu kuş olup uçup gitmek isteyecek kadar mutsuz etmemeli. Pierre, babasının onlara tercih ettiği, resimlerle ve boyalarlarla kurulu kalesinden kuş olup gitmek istiyordu. Bir çocuğa yapılabilecek en büyük kötülük onun ruhunu öldürmek, diyordu Wolf “Deniz Feneri”nde. Bu kitapta da maalesef baba kendi istekleri uğruna çocuklarının, eşinin hatta kendisinin de ruhlarını fazlasıyla yaralıyor. Bir evi yuva yapan sevgi bağı Rosshalde malikânesini yuva yapamıyor Weraguthlar için. Onları bir arada tutan sevgi değil, yaşamlarının rutin gidişini koruma mecburiyetinin verdiği his. Birlikte yaşasalar da herkes tek başına aslında. “ Bir evde ne kadar çok ışık yanıyorsa, o evde o kadar çok yalnızlık vardır.” sözü zihnimde dolaşıp durdu kitap boyunca. Baba Weraguth'un resmini yorumlarken yaptığı tasvir, aynı çatı altında yaşayan insanların yalnızlığını düşündürdü bana. “… Resimde dört başı mamur bir somutluk içinde üç kişiden başka bir şey görülmemeliydi, her biri içlerinde bulundukları mekân ve havayla birbirine bağlı, öyleyken her biri bir biriciklik atmosferiyle kuşatılmış; öyle bir atmosfer ki, derinliğine gözlenmiş tüm nesneleri ilişkilerin ikinci derecede önemli dünyasından koparıp alıyor ve seyredeni söz konusu nesnenin yazgısal gerekliliği konusunda dehşet verici bir şaşkınlığa sürüklüyordu.” (s. 84) ... Bu şekilde temele bir aile alınarak yapılan kurguları seviyorum. Hikâyenin odağına tek bir anlatıcı yerleştirmeyip, yaşananları olayın bütün kahramanlarının gözünden aktarması daha âdil bir yargıya varmaya neden oluyor. Yani sadece baba anlatsa olayı, yaşananlarla ilgili babanın gözünden subjektif bir değerlendirme yapabilirdik. Hesse de kitabında bunu gayet güzel başarmış. Aile fertlerinin her biri açısından yaşadıkları ve psikolojileri iyi aktarılmış. Yazarın “Çarklar Arasında” kitabıyla da benzerlikler kurdum. Her ikisinde de büyüklerin hırsları uğruna feda edilen çocuklar var. Birincisinde eğitim sistemine ikincisinde ise kariyer ya da sanat aşkına kurban edilen evlatlar. İnsanın evladından nasıl daha kıymetli olur başarı, ün anlamakta zorlanıyorum.. Ayrıca aile içindeki iletişimsizliğin aktarılması yönünden de Wolf’un Deniz Feneri’ne oldukça benziyor Rosshalde. İki kitapta da birbirinden kopuk aile fertleri, neredeyse yok denecek sevgi alışverişi ve iletişimsizlik konu edilmiş. Kitabın sevmediğim yönüne gelince; acının anlatımında bu kadar açık ve teferruatlı tasvirleri sevmiyorum. Bunun yerine imgelerin, metaforların kullanılmasını tercih ederdim. Hesse genelde çok açık ve anlaşılır bir dil kullanmayı seviyor kitaplarında. Okunurluğu kolaylaştırsa da hikâyenin Yeşilçam’a bağlaması an meselesi. Verdiği duygu ve mesajlar açısından üzerimde etki bırakan kitaplardan biri oldu Rosshalde. Yitirmeden sevdiklerimizin kıymetini bilmemiz dileğiyle, iyi okumalar.
Rosshalde
RosshaldeHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 2019670 okunma
··
44 görüntüleme
Mehmet D. okurunun profil resmi
Yalnızlık tanımı çok iyiymiş hakikaten. Eskiden sobalı evlerde yalnız olmak istesek de olamıyorduk gerçi :) Şimdi aynı odada bile telefonlar sayesinde herkes yalnız.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.