Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

" 57. Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey bayram ziyaretine gelen 27. Alayın yeni komutanı Binbaşı Halis Bey ile tabur komutanlarına: " Beyler... dedi, İstanbul'u, mahallemi, sokağımı, evimi, eşimi, oğlumu, kızımı çok özledim. Siz burada savaşırken bırakıp izinli gitmeye utanmıştım. Şimdi Mustafa Kemal Bey sayesinde durumumuz iyileşti. Karar verdim. Ben de izne gideceğim" "- Ne zaman?" "- Haftaya... Birkaç gün kalsam yeter." Hüseyin Avni Bey, öğleden sonra Halis Bey'i ziyarete gitmek istiyordu, gidemedi... Serseri, hain, rezil bir obüs mermisi 57. Alay karargâhına düştü. 57. Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni şehit oldu. Olayı duyan vurulmuşa dönüyordu. Bayram zehir zıkkım oldu. Mustafa Kemâl Çamlıtekke'deydi. Hüseyin Avni Bey'i ne kadar sevdiğini bilenler acı haberi söyleyip söylememekte kararsız kaldılar. Haberi vermeyi Cevat Abbas Bey üzerine aldı. İçeri girdi. Olayı kekeleyerek açıkladı. Mustafa Kemâl'in yüzüne baktı. Anlamamış ya da inanmamış gibiydi. Sonra ağır ağır gözleri doldu, taştı, gözyaşları yüzüne akmaya başladı. Taştan, demirden sanılan, o yorulmaz, uyumaz, acıkmaz, kurşun işlemez komutan ağlıyordu. Gece 57. Alayın makineli tüfekleri, öfke, gazap, nefret, hınç ve lânet kustu. Makineli Tüfek Bölüğü Komutanı hiç yapmadığı bir şey yapmış, 3. Nolu tüfeğin başına kendi geçmişti. Karşıdaki siperlerin kum torbalarını delik deşik etti, parçaladı, mazgallarını devirdi. Görünen, kımıldayan, sürünen her gölgeyi biçti. Bağıra bağıra, küfür ede ede, ağlaya ağlaya, namlu kızarana kadar...
Sayfa 527
··
40 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.