Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

64 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bu aralar bir iki cümle ile ifade edebileceğim şeyleri bir bakıyorum bir paragrafla açıklamışım.Yazmayı sevdiğim günlerdeyim.Evet yazmak için yer arıyorum yalan değil hani:) O yüzden salt izdiham incelemesi mi ,o da ne modundayim :) İlk defa bir derginin eski sayısıni aldım.Dergimiz iki aylık olunca bir süre sonra canım izdiham çekti ve yaza almayı düşünsem de bir tanecik sipariş ediyim dedim.Ne iyi yapmışım.Evet sırf bu yüzden teknolojiye sempati besleyebilirim.İnternette aradığım her şeyi bulabilmem ne kadar güzel! Kitapyurdu bir de yollarken dergimi hirpalamadan yollasaymis daha güzel olacaktı.Zinbalanmis yerlerinden yırtilmış olarak elime ulaşması üzmedi değil.Neyseki "Manşeti siz atın" yazısı keyfimi yerine getirdi:) ya kapak tasarımcısı hep leyla olsun biz kapağı hayallerimizle harmanlayıp kapak yaparız. bir sayfalik da olsa bana verilen bu özgürlük çok hoşuma gitti.Ben de sonuna kadar .kullandım ve dergiyi daha benimsedim.Kapağına kendimi kattığım bu dergiyi daha sevdim. Kapak tasarımını bize bırakmaları durumu aklıma Barış Özcan'in kek yapma ile ilgili bir videosunü hatırlatti.1940'lı yıllarda tüm kek malzemelerini toz haline getirip paket şeklinde satıyorlar.paket satın alındığında tek yapılması gereken su katmak.Ama insanlar buna pek rağbet etmiyor.Enteresan değil mi?Sebebi ne?.....Çünkü emek yok.Sıfır emekle sıfır beceri ile yapılan bu kek tatmin etmiyor insanları (bu gerçeği uzun uğraşlar sonucu fark ediyorlar tabi:)) sonradan paketin içeriğinı degistirip su ve yumurta eklenecek sekilde tasarlıyorlar.Bu sefer tutuyor. Anlatilan biz insanoğlunun emek verdiği şeyleri özümsemesi ve ayri değer vermesi açısından önemli bende 2 satır çiziktirdim ya izdiham aşkım zirve oldu:) Dergimiz iki aylık olunca geniş zamana yaymakta fayda var.Ben de aldım elime fosforiklerimi ganimet arar gibi okumaya basladim(kitapta kurşun,dergide dibine kadar fosforik!). Garip ama derginin son sayfasını bitirdikten sonra içime bir hüzün çöreklendi.İzdiham gideceği yolu bilemeyen,kaybolmus birinin dergisi gibiydi bu ay.Ben öyle hissettim. Peki neler anlattı? Yine çok şey farklı sekiller de ama aynı lezzeti vererek... "Gitmek diye bir şey yoktur " başlıklı yazı gidemeyislerimizin ruhumuzundaki yansımalarını anlattı bizlere.Sanirim bu yazı da kayboldum. Gökhan Özcan "hayatın devam ettiğine şüphe yok,ama ben artık pesinden gidecek kadar hevesli değilim."dedi.Haklıydı...Bu cümle bazen tam da bizi anlatıyordu.Tüm bıkkınlığımı bu sayfaya haykırdım ve o da kabul etti. Izdiham bana " aptal, inatci ve can sıkıcı görünmekten korkma" dedi. Kendim olup bu yolda yürümeyi salık verdi. YALNUZLIK İNSAN HAYATININ ŞAHSİYETİDIR" diye karizmatik bir lafın sahibiyle tanıştım.William Faulkner... Kendisi döşeğinde ölürken kitabının sahibi.detaylı olmasa da onla ilgili bir şeyler oluştu kafamda.komşusunun oğlu ile çok yakın arkadaş olmasi ona bir sürü yeni kitabın, yeni yazarın yolunu açmış.Bu arkadaşı onu kitapların harika dünyasıyla tanıştırmakla kalmamiş kitabını bastirması için maddi yardımda bile bulunmuş.Arkadaşa gel.Evet kala kala bu gereksiz detay aklımda kalmış. O zamanlar 1000k yokmuş tabi kitap seven arkadaş önemli:) Dergiler aslında edebiyatın mutfağı gibi.Bizi bir sürü yeni düşünce yeni yazarla tanıştırıyor.Fransız edebiyatıyla ilgilı bir yazıda sembolizm akımı altında yazan iki yazar ilgimi çekti: "Samuel Backett ve Arthur Rimbaud" Bu iki yazarın da ismini bu sitede gördüm ve hala bilmiyorum ama sanırım bir göz atacağım. ""Hayattan zevk almak her zaman mutlu eder mi?""' Sorusuna kafamızı sağa sola çevirerek cevap verdik. "Yemin ederim bu çocuk gerizekalı" yazısında eğitim sistemimizin yeteneklerimizi nasıl budadigindan dem vurduk.Forest Gump'ı andık.(dipnot:farkliliklarimizin kusur değil de zenginlik olduğunu fark ettigimiz an...İşte o zaman gelişecez.) Dergide en ilgimi çeken başlıklardan biri de : ideolojinin zararları... Senin ilgini çekmeyebilir ama benim uzun zamandir kafamda tarttigim şeyler üzerine bu yazı yine düşündürdü. Hayatımı denge üzerine kurmaya çalışan biri olarak ideoloji benim içim her zaman aşırılık içeren bir kavram oldu.Fazla tutku,fazla cosku ideolojinin kapsadığı ama bana uzak şeyler.Ama yaşım ilerledikçe (yaşım ilerledikce lafi kendimi 40 45 gibi hissettirdi ya neyse:)) bazi şeyleri kafaya takar oldum.Siyasi,felsefi,sosyal herhangi bir ideoloji sahibi olmamam bir sorun muydu?Herkesin bir ideolojisi olmalı miydi?İdeolojisi olmayan insanlar boşa mı yaşıyordu? Sorular...sorular.. Bu yüzden fazlasiyla ilgimi çekti.İdeolojimin olmamasınin ya da herhangi bir ideolojiye destek vermememin çok da problem sayılacak birşey olmadigini fark ettim. Ve Şurda durakladim: "Bir ideolojiye gönülden bağlanabilmek için ilahi olanı yitirmiş olmak gerekir. Rahmana inanan bir insanın bir gruptan ,önderlerden,cemiyetten medet ummasina gerek kalmaz.""Yitik güzelliklerin rasyonel ikamesidir ideoloji."" Nihayetinde mantıksaldır,gönülle bağlantısını çoktan kesmiştir." İç sesim sustu... Neden bir ideoloji benimseyemedigimi anladım sanırım. Şu sözü de pek beğendim " Bir yerde hak etmeyenler hak etmediği makamdalarsa orda ideolojilerin hakimiyeti tescillenmiştir." "Sizin türkünüz hangisi?" bölümünde ise büs sürü büs sürü dinlenesi türküler döşemisler biz okurlara.Farklı kisiliklerden farkli tavsiyeler...Çok türkü dinlemeyen biri için faydali bir paylasim olmuş teşekkürler... Bir yazı sayesinde (modern tıp şeytandır) ""Gallemit"" adında bir kitapla da tanışmış oldum.ilgimi çekti ve hemen ilerisi için not aldım.Belki sizin de ilginizi çeker belli mi olur, bi bakın derim:) Asosyalligin dibini vuruyormuşum gibi hissettiğim ( ama aslında oyle olmayan (varsın ama yoksun sendromu)) bu zamanlarda izdiham okumak bana fazlasıyla iyi geliyor. Sevilen bir dostla 5 çayı gibi... Üzerine üzerine gelen hayatın arasında bir nefes gibi. 64 sayfalik bir dostluk... kısa ama güzel! Merhaba yazımı okuyan kişi :) İnşallah sen de izdihamla tanımışsındır. Tanışmadıysan adresi veriyorum.Bir koşu izdiham kap gel çaylar benden:) (izdiham okumaya teşfik amaçlı bu ileti sadece Jüpiterde yaşayan insanoğlu için geçerlidir:)) okuduğun için teşekkürler güzel insan^_^
İzdiham - Sayı: 31
İzdiham - Sayı: 31İzdiham Dergisi · İzdiham · 2017257 okunma
··
75 görüntüleme
Hatche okurunun profil resmi
"O zamanlar 1000k yokmuş tabi kitap seven arkadaş önemli:) " Önemini ne de şirin söylemişsiniz. :) Birçok kitapla buradan tanıştım, birçoğunu incelemeler sayesinde okudum. Yüreğinize sağlık :) :) (Daha evvel İzdiham okumadım hiç :/ )
Sena Ç okurunun profil resmi
Değil mi! Bizim en iyi kitap arkadaşımız 1000k :) hatciş hanım evim Jupiterde olmasa size bir beş çayı izdiham için buluşalım diyecem ama malum farklı gezegen git gel zor olur:)) En yakın bayinizdeki izdiham sizi bekler.Yazıları ile kişiye kendinı sevdiren bu dergiye bir şans vermelisiniz:)
2 sonraki yanıtı göster
Ferman Mamedov okurunun profil resmi
İzdiham'a doyamıyorum ve bazen dönüp tekrardan okuyorum. Artık buna da dönüş şart oldu :) İzdiham kalitedir! Nokta.
Sena Ç okurunun profil resmi
Kesinlikle! dönüp dönüp okumak lazım.Bir kerede bitirmek dergiye haksızlık olur.
Bu yorum görüntülenemiyor
Miraç okurunun profil resmi
Bir İzdihamSever olarak kendimi gördüm yazıda :) Yüreğinize sağlık :)
Sena Ç okurunun profil resmi
izdiham severler olarak hepimiz bir parça benziyoruz sanki :) ne dersiniz! Yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim.
Ayşegül tatilde okurunun profil resmi
Pek dergi kültürüm yoktur ama bu incelemenden sonra dergilerin özellikle de İzdiham'ın dünyasına adım atmayı düşünüyorum :) teşekkürler bu güzel yazı için
Sena Ç okurunun profil resmi
Benim de bir iki dergi alma denemem dışında pek dergilerle ilgili olduğum söylenemez.Ama bu dergiyle karşılaştıktan sonra işte buldum dedim:) izdiham ailemize bir kişi daha kazandiracagimiza sevindim.Ben teşekkür ederim okudugun için:)
M.çepık okurunun profil resmi
Henüz jüpiter e gitmedim.İzdiham uzaklarda yaa...
Sena Ç okurunun profil resmi
Bildiğim kadarıyla dünya adlı gezegende de şubeleri varmış.Oralara bakabilirsiniz Jüpiter şart değil:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.