Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

556 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
GERMİNAL... Daha 7 yaşındayım.Sabahın köründe sokağa çıkıp gece yarısı ancak zorla eve getirilebildiğim zamanların sonsuza kadar süreceğini düşünüyorum. Çünkü onu işim sanıyorum. Kafamda olan şu; baba işe gider , çocuk sokakta oyun oynar. Neyse görevimi layıkıyla yerine getiriyorum. Sonra pat. Okul diye bir yere götürüyorlar beni. Benim yaşımda bir sürü çocuk. Oh, mis gibi oyun oynarız burada bahçesi de kocaman, diyorum, ama oynatmıyorlar. Sürekli yok eğik çizgi, yok düz çizgi öyle geçiyor günler. Herkes o kısma konsantre. Ben ilk teneffüste bir çıkıyorum içeri girmem günün yarısını buluyor, o da nöbetçi öğretmenlerin sayesinde. İşte böyle aradan aylar geçiyor. Öğretmen elinde sınıftaki öğrenci sayısı kadar kağıt ördek ve kurdeleyle geliyor. Okumayı sökenlere bunlardan hediye edeceğim diyor, sınıfta sevinç çığlıkları! Günden güne herkes söküyor okumayı hocada kalan ördek ve kurdele sayıları azalıyor gittikçe. Ben mi? Bırakın okumayı sökmeyi , düz çizgileri zor çiziyorum daha. Ondan sıkılınca da İtalya milli takım kadrosunu çiziyorum defterin arkasına. Buraya dikkat , yazmayı bilmiyorum sadece çiziyorum. Çizdiğim de 11 tane çöp adam hepsi aynı. Günler ilerliyor, hocada kalan tek ördek ve kurdele benimkiler. Karne günü geliyor, herkes karnesini alıyor, öğretmen karnenin yanında bana ördek ve kurdelemi de veriyor ama bir şartla. Yaz bitince okula döndüğümde ona herhangi bir kitabın bir sayfasını okuyabilmem şartıyla. Tabi bende şimşekler çakıyor 'Bir daha mı geleceğiz bu okul denen yere?' diye ama kabul ediyorum şartı. Karneyi alıp durumu anneme anlatıyorum. Birkaç gün sonra beni eve en yakın kitapçıya götürüyor. Çocuk kitaplarını soruyoruz. Tam o rafa ilerlerken sağda , en üst rafta kocaman bir kitap görüyorum: GERMİNAL. İşte böyle karşılaşıyoruz kendisiyle. Birkaç çocuk kitabının yanında, tüm ısrarlarım ve yaz boyu çok çok çok uslu duracağım sözümle annem Germinal'i de alıyor. O an mutlulukla ben taşıyorum Germinal'i ama kitap o kadar ağır ki eve kadar kolum ağrıyor yine de vermiyorum kimseye. O yaz karşı okulda öğretmen olan komşumuzun yardımlarıyla çizgi ve harf aşamalarını geçiyorum ve okumaya başlıyorum yavaş yavaş. Ama nasıl bir süreç? Bana bir kere, evdekilere iki kere eziyet. Heceleye heceleye tüm yaz okuyorum kitabı. Bu arada ne karmaşık kitap bu diye kitabın yazarı kadına(Emile Zola'yı kadın sanıyorum) kızıyorum. Tüm yaz kitap okuyup geldiğim yer kitabın anca onda biri. Yaz bitiyor, okula gidiyorum.Gözlerim öğretmeni arıyor, tayini çıktı onun diyorlar. Tayinin ne olduğunu anlamam saatler alıyor. Hazırlıklarımın boşa gittiğine üzülüyorum derken görüyorum öğretmeni. Gülümseyip elimdeki Germinal'e bakıyor. Anlam veremiyor ama şaşırmıyor çünkü geçirdiğimiz bir sene ona öğretmiş bana şaşırmaması gerektiğini. Öğretmenler odasında kitabın 2 sayfasını okuyorum bana bir ördek ve kurdele daha veriyor, şimdi tam olarak hak ettin diye. Sonrasında anlayamadığım olaylar oluyor ve okulda kalıyor.4 sene daha öğretmenimiz oluyor. İşte böyle Germinal ile tanışma hikayem. Okumak ise yıllar sonra mümkün oldu. Çünkü defalarca başlayıp her seferinde henüz bu kitabı okumak için yetersiz gördüm kendimi. Kitaba Dair... Bu kısım spoiler/sürprizbozan içerebilir. Henüz kitabı okumamış iseniz buradan sonrasını okumanızı önermem. Sonra 'Vay efendim neden şunu söyledin?' gibi sözlerle gelmeyin bana. :) 19.yüzyıldayız. Yer Fransa, Montsou. Eğer yolunuz buraya düştüyse gördüğünüz, görebileceğiniz tüm yerleri unutun. Çünkü burası gördüğünüz yerlerden farklı bir şehir hatta gördüğünüz yerlerden farklı bir dünya. Maden işçilerinin dünyası burası. Gecenin karanlığında uyanıp şanslılarsa bir parça ekmek yiyebilen değillerse aç karınla kendini evden atanların; yerin 500 metre dibinde insan derisini pişiren sıcakta, karanlıkta, ölümle kucak kucağa çalışanların dünyası. Sanki zorunlulukmuş gibi her fırsatta çoğalan ve zaten ellerine geçen üç kuruşu iyice yetmez hale getirenlerin; açlık ve sefaletle yaşayıp da buna ses çıkarmayı içlerinde bile düşünemeyenlerin; kaderleri henüz ana rahmine düşmeden yazılmışların dünyası. Aynı zamanda madene inen işçileri kendi hayvanlarıymış gibi gören, onlar üzerinden para kazanıp da onlara verdikleri üç kuruşu bile ellerinden almaya çalışan kentsoylu maden sahiplerinin de dünyası. İşte her şey iç içe, yan yana ve bu kadar karşı karşıyayken birinin yolu düşüyor Montsou'ya: Ettienne. Kovulduğu makine şefliğinin ardından madene inmeye karar verdirtiyor içinde bulunduğu açlık ona. Dahil oluyor o da işçilerin dünyasına. Ama diğerlerine pek benzemiyor o. Parasızlığa, açlığa, eşitsizliğe isyan etme gücü var onda yüzyıllardır bu duyguyu unutmuş maden işçilerinin aksine. İşte Ettienne'in içinde olan bu isyan etme gücü ufacık bir kıvılcım çakıyor maden işçileri arasında. Önce garipsiyorlar onu, ancak hem şartlar hem de yüzyıllardır kentsoylular tarafından onlardan çekip alınmış başkaldırma dürtüsü onları da itiyor Ettienne'in yanına. Ve o ufacık kıvılcım bir ateşe dönüşüyor. Kontrolden çıkan ve herkesi etkisi altına alan bir ateşe. Sonrasında direniş, ölüm, yaralanma, kavga ve daha onlarca olaya sebep oluyor yüreklerde yanan bu ateş. Kitabın sonu onlarca şekilde yazılabilecekken Emile Zola en gerçekçi şekliyle sonlandırıyor olayları. Düzen eskiye dönüyor, ama o ateşi tadanlar bir daha asla eskiye dönmüyorlar. Ettienne yine yollara düşüyor. Tüm kötü yaşanmışlıkları, henüz bulmuşken kaybettiği aşkı, hissettiği suçluluğu ve tabi ki 'şimdi olmadı, ama elbet bir gün' diye içinde fırtınalar estiren umuduyla. Germinal, kesinlikle tek sefer okunup kenara bırakılacak bir kitap değil. Hayatın her döneminde okunup her seferinde insan yüreğinin farklı bir noktasına hitap edebilecek bir eser. Kitaptaki gerçekçilik, yaşanmışlık hissi o kadar iyi aktarılıyor ki gerçekten olmuş şeylerin anlatıldığını anlıyor insan. Zira biraz araştırınca Emile Zola'nın 1884'te Anzin Maden Ocakları'nda patlak veren grevde orada olup grevi yakından takip ettiğini ve ardından bu kitabı kaleme aldığını görebiliyoruz.
Germinal
GerminalEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910,8bin okunma
··
40 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Melek yeter okurunun profil resmi
okumanızı önermem dediğin yerden sonrasini okumadim hocam:) kitabi okuduktan sonra eğer bulabilirsem okuyayım yorumunu
FIRAT. okurunun profil resmi
Kitabın sonunu yazmışım direkt. İyi yapmışsınız okumamakla :)
Rahime okurunun profil resmi
Yakın zamanda ben de okudum Germinal'i o kadar etkilendim ki kaç defadır rüyalarıma giriyor maden ocakları. İki gün önce göçük altında kalıyordum az kalsın. Bu da Emile Zola'nın gerçeklik konusunda ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor sanırım. Elinize sağlık. :)
FIRAT. okurunun profil resmi
Evet. Bence de kitabın en önemli özelliği o.Hani o madene bıraksalar yolumu bulabilirmişim gibi geldi kitabın bazı yerlerinde.Teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.