Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

419 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Baylar! Sizin ilk probleminiz İgnatius ile tanışmamış olmanız! Hanımlar! Sizin ilk probleminiz ise İgnatius ile tanıştıktan sonra pişman olacak olmanız! O halde başlıyoruz...! Come On...! İncelemeyi yazarken Amon Amarth’tan harika bir liste yaptım!! Kahvemi aldım ve başlıyorum!! Efendim yazar ile ilgili kısa bir bilgi verdikten sonra incelemeye hemen geçeceğim. Değişik tarzda bir inceleme yazmamın sebebi, hem kitabımızın hem de karakterlerimizin gereğinden fazla ilginç olmasıdır!!
John Kennedy Toole
John Kennedy Toole
bu romanı daha öncesinden yayınevlerine götürür fakat; hiçbir yayınevi kitabını basmak istemez. Kısacası tünelin karşı tarafında ışık göremediklerini düşünürler.. Yazarın zaten bozuk olan ruh sağlığı, bu geri çevirmelere daha fazla dayanamaz. Alkol, uyuşturucu ve aşırı ilaç kullanımı ile yaşamına son vererek hayata veda eder. Ölümünden sonra yazarın annesi kitabı basması için bir yayınevine götürür ve ısrarla basılmasını ister. Talihin şanssızlığıdır ki, 1980 Yılında yayınlanan roman Pulitzer Ödülüne layık görülür. Bu ödül hayatta olmayan bir yazara ilk defa verilmiştir. Kısa bir tanıtımın ardından, asıl konuya yani iflah olmaz İgnatius’a geri dönelim.!! Anti Kahramanımıza!! Öncelikle kitabın kapağı bile insanları kitaptan uzak tutabilen bir durum. Neden böyle itici bir kapak tasarımı diyor, kitabı okurken daha çirkin yapsalar yeridir sözcüğü ile değiştiriyorsunuz. :) Kitabın değişik ağız tarzı sizi ilk başta fazlasıyla yoracak. Yarım yamalak telaffuzlarla, Amerika’nın arka sokaklarında kullanılan sokak ağzını yazar çok iyi yakalamış ve kitaba nakletmiş. İlk başta zorlasa da, daha sonra keyif alacağınız bir hal alıyor. Ignatius, Gargantua ile Don Kişot karışımı bir karakter… Obur, aksi, annesinden nefret ediyor!!! Aynı zamanda da çok seviyor!! Ama annesi ile her zaman kavga içerisinde! Ayrıca sürekli subap sorunu var? Subap mı? Kitabı okuyunuz spoiler yok!! Zaten kitabın belirli bir konusu yok! Konusuz bir film edasında, edebiyatın en garip köşesine geçiyor Ignatius. Aşk hayatı rezalet! Sex Yok!(+18)! Yiyor, içiyor ve Pis odasında halleniyor! Herkese karşı lanet, arkadaşı yok! Aksi! Ağzı Pis! Annesine Hakeret ediyor! Hiçbir işi beceremiyor.. İş demişken? Sosis Satmak için çıktığı sokaklarda, “susiç” isteyen insanlara susic vermiyor ve onlara hakaret ediyor! Sokaklarda “susiççi” diye bağırıyor… Arabada ki sosisleri büyük bir iştahla midesine indiriyor! Akşam Sosis arabasını geri götürdüğünde, sosisleri satamadığını, çünkü saldırıya uğradığını söyleyebilecek kadar karaktersiz bir lanet insan Ignatius!!! Efendim nefret dolu, ama yine sevimli bir karakter!!! Nasıl yani diyorsunuz.. Devam edelim… Eski sevgili ya da bilmem nesi!! Ne olduğu belli olmayan bir Myrna Minkoff’umuz var ki dillere destan.. Ignatius ile mektuplaşmaları ise damağınızda öyle bir tat bırakıyor ki, kopamıyorsunuz! Hakaretlerin bini bin para. Tam bir rezillik! Ignatius’un Bayan Minkoff’a demediğini bırakmadığı, Minkoff’un ise asla altta kalmadığı mektuplar!! Minkoff’un Baylar diye başlayıp, haraketlerle devam mektuplarına, Ignatius’un Sevgili okur diye başlayıp, özlü bir sözü ekleyip saçmalamasıyla devam etmesi sizi kahkaha eşliğinde başka diyarlara götürecek. Levy Pantolonları hikayesi ise sizi devrimci ama beceriksiz bir Ignatius ile tanıştırıyor!! İşe başlıyor, kendini bir halt sandıyor ve zaten bir işe yaramayan yönetim kadrosunu sözleri ile ele geçiyor, düzen getirmek amacı ile batık bir işletmeyi ayağa kaldırmayı planlıyor. İşçilerin yürürken bile zorlandığı bir ortamda, pis çarşaflara pankart görünümü veriyor ve isyan başlatıyor.. İsyanın sonucu ise kitapta!! "(...)Küvetten çıkmam senin için neden bu kadar önemli? Anne, seni hiç anlamıyorum. bir ev kadını olarak şu anda yerine getirmen gereken herhangi bir iş yok mu ? Bu sabah koridordaki toz topaklarının neredeyse beysbol topu kadar irileşmiş olduklarını ayrımsadım. Evi temizle. Telefonla konuş. Bir şeyler yap. Uzanıp biraz kestir. Son günlerde epey bitkin görünüyorsun" "Elbette görünürüm. Zavallı anacığının kalbini kırıyosun. düşüp ölsem ne yaparsın?" "Bu saçma sapan sohbete katılmayı reddediyorum. istiyorsan tek başına konuşmayı sürdürebilirsin. bana gelince; şimdi bütün dikkatimi bayan minkoff'un mektubundaki yeni sataşmalarda toplamalıyım. " "artıkın dayanamıyorum, ıgnatius. Bu yakınlarda bi gün beni kalp krizi geçirmiş, mutfakta yerde yatarken bulacaksın. bekle de gör. dünyada yapayalnız kalıcaksın. işte o zaman dizlerinin üstüne çöküp zavallı, sevgili anacığına yaptıkların için tanrı'dan af isteyeceksin. " İncelemeyi toplamam gerekiyor...! Hemen şu anda! Anti kahramanımız bir Deadpool değil elbet ama her şeyi birbirine katan, bilge ama cahil, obez ama kabul etmeyen, kötü giyinmesine rağmen, kendince çok şık, Bayan Minkoff'a göre pislik içinde yaşayan, Kendisine göre nezih odasında hayattan mutlu, Levy Pantolonlarına göre İsyan çıkaran, Kendisine göre İşçileri haklarını araması için yüreklendiren bir lider.. Parti kurma ve Polis konularına ise girmiyor, kitabı okumanızı öneriyorum.. Bir çok karakter var ama sığdıramadım buralara... Yazdıkça yazasım geldi... Karakter o kadar kopuk ki, ben bile incelemenin ucunu kaçırdım hayr olsun....! Efenim, bu aksi manyağı okuyun!! İlk önce kızın, sonra sevin, sonra üzülün... İstediğinizi düşünün. Bu lanet olasıca Ignatius'tan yaka silkeceksiniz...! Baylar! Kendinize gelin....! Hanımlar İçinizdeki değişik karakteri Myrna Minkoff ile test edin...! Okuyunuz!!! Tavsiye ediyorum!
Alıklar Birliği
Alıklar BirliğiJohn Kennedy Toole · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2014761 okunma
··
372 görüntüleme
Parende okurunun profil resmi
İnceleme bana kitabı oku diye bağırıyor :)
Murat Ç okurunun profil resmi
Kesinlikle okunmasını önerdiğim bir kitap. Bambaşka bir hikaye. Alışılagelmişin dışında bir karakter. :)) Keyifle okumuştum, yorumdan sonra incelemeyi bir kez daha okuyup, tekrar hatırladım. Bana da iyi geldi. :)))
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.