Açıkçası Doğan Cüceloğlu’nun kitaplarını bilimsele yakın bir değerde buluyor olmakla birlikte pek de yerel bulmuyorum.
Yerelleştirmek için toplumdan, çevremizden, ailemizden...örnek vererek, hatta örnekleri komik tarzda ifade ederek yerelleştirmeye çalışmışsa da yazarın, benim gibi ters fikirli insanları tatmin ettiğini sanmıyorum.
Şimdi diyeceksiniz ki “Bilimde yerellik mi olur, bilim evrensel değil mi?” Evet, öyle ama insani bilimler dediğimiz Tarih, Sosyoloji... ve Psikoloji gibi bilimler “pızitif bilim” gibi işlemez. (Bunu konuya hakim olan üstatlarım çok daha iyi açıklayabilir, sanırım)
Kitap, ailelerin çocuklarına karşı olan yanlış tutumlarını tespit eder ve olması gereken davranışlara yönlendirir. Ancak bu kitap epeyce lokal kalmış, sadece sınava hazırlık yapan öğrenci aileleri üzerinden örneklendirmeler yapmış. Buna kızmıyorum çünkü anne karnında başlayan eğitim ve öğretimin anlatılması veya bunun üzerine yapılan bir araştırma ansiklopetilere sığmaz!
Ancak şu hususa dikkat çekmek istiyorum; Ebeveynler, 17-18 yıl boyunca çocuklarına sözüm ona “bilim dışı” davranıyorken nasıl olur da sınava hazırlanan evladına bir anda “avrupayi, bilimsel ya da çağdaş” -adı her ne ise- bir tutum sergileyip davranışlarını ona göre düzenleyip örebilir ki?
Ben insani bilimlerin Türkiye’de pek de bilimsel olarak yapılmadığı kanaatindeyim. Zira yerellikten kopan her “insani bilim” öğretisi toplumsal, kültürel...gerçeklerden uzak kalacağı için bilimsellikten de uzak kalacaktır.
Tekrar söylüyorum tespitler güzel ancak çözüm yolları toplumsal değerlerimizle pek örtüşmüyor. Kaba tabir ile çözüm yollarının yarıya yakını “artistik davranış”lardan öteye gitmiyor.
İyi okumalar, saygılar...