Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

118 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
#28130221 (DOSTOYEVSKİ ETKİNLİĞİ KAPSAMINDA) Dostoyevski derseniz kendisine yabancıydım.
Quidam
Quidam
ın etkinlik kapsamında paylaşımları ve diğer katılımcıların paylaştıkları ile tanıdım onu. (Aslında galiba hala tanıdığımı sanarak kendimi kandırıyorum. Hatta ben aslında kendimi de tanımıyorum sanırım. Bu Dostoyevski etkisi, benim içimde tanıdıklarımdan fazlası olduğuna inandırdı.) Dostoyevski görünce aklıma lisede bir türlü Suç ve Ceza okuyamayışım geldi önce. Bu ilk girişim 14-15 yaşlarımda ergen bir havayla bölünmüştü. Ve öyle kaldı. Kitabın kapağını kaldırmaya cesaret edemedim. O klasiklerdeki havalar boğardı ruhumu. (Dostoyevski diyor ki, klasik mi dedin sen ban. "Hayalperest ergen seni.") Yazın mutlaka okunması gerek listelerinden birinde Yeraltından Notlar'a rast gelmiştim. Kardeşimin dolabında bana gülümseyen kitabı okuyup, bir gece vakti sessizce yerine bıraktım. Beni geren, kızdıran aptalmısın be adam dediğim bir kitapla bırakan Dostoyevski, kardeşimin yatağının kenarına oturup sırıtıyordu bana. Sonra işte ilk okuduğum kitap Yeraltından Notlar. Aaa ben kitabı okudum diyerek geziyordum ortalıkta. Buraya Tolstoy etkinliğinden gelmiştim. Onun verdiği ahenkli ve sarsıcı dünyadan sonra büyük bir iştahla başladım. Suç ve Ceza kahkaha attı listeden bana. "Beni okuyacaksın naber?" dedi. Direndim...İşte diplomalı işsiz halleri, Atatürk Üniversitesi'nin kütüphanesinde okuma imkanım var diye daldım Rus Edebiyatı raflarına. Beyaz Geceler orada duruyor sakin sakin. Yayınevlerine karşı da seçiciliğim var. Baktım İletişim Yayınları. Aldım hemen. Ve başladım. Ne anlatıyorum ben ya? Okuduğum incelemelere özeniyorum. Ama olmuyor. Beyaz Geceler'i inceleyecektim ben. Neyse asıl meselemize geleyim. Kitapta dört günlük bir hikâye anlatılmış. Bu cümle ne kadar basit gözükse de, o dört gün dört yılın, dört asırın hikâyesi olabilir. (Şuan yine evdeyim. Bu sefer kardeşimin yatağında ben uyuyorum. Ayak ucumda oturan Dostoyevski cümle kuramayışıma kahkaha atıyor. Suç ve Ceza kitaplıktan göz belertiyor. "Beni okuyacaksın, Beyaz Gecelerle geçiştiremezsin" diyor.Neyse gene dağıttım ben.) Genel kanıya göre Dostoyevski Beyaz Geceler konusunu özellikle seçti. Hikayenin geçtiği Sankt. Petersburg Puşkin ve Dostoyevski'nin yaşadığı Çarlık Rusya'nın başkentidir. Doğduğu şehri kitaplarında geçirmesi Dostoyevskinin gerçeklerini yüzümüze vuruyor. UNESCO dünya mirası arasında sayılan bu şehirde Mayıs ve Temmuz ayları arasında bir olay yaşanıyor ve bunlara beyaz geceler deniyor. Güneş 18 saatten fazla ortaya çıkıyor ve gece neredeyse yaşanmıyor. Gece vakti aydınlık beyaz bir gökyüzü ortaya çıkıyor. Sadece hayallerde yer alacak gibi gözüken bu olay coğrafi konumdan dolayı oluyor. Doğduğu şehirde, yalnızlıktan bir hayalpereste dönüşen öykücünün, hayallerdeki gibi bir tablo olan beyaz gecelerde, karşısına çıkan Nastenka denen kızla yaşadığı hayal gibi aşkı anlatması nasıl bir kurgudur siz düşünün. Düşünüyorum da, (Dostoyevski hala ayak ucumda "sen düşündüğünü mü sanıyorsun" diyor.) yani ya yalnızsak...Ya sevdalarımız beyaz bir gecedeki hayal tadında anlardan ibaretse...Ziraa sen vardın, ve sen yoksun... Ey sevda dediğim, ben yalnızım. Kendi hayatımın öykücüsü olarak bugün burada yalnız olarak ölmekten korkuyorum...Hay aksi, siz hala burada mıydınız? Bende gittiniz sandım, kendimle konuşuyordum. Beyaz geceleriniz sonsuz olsun efenim.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202073,9bin okunma
··
17 görüntüleme
Quidam okurunun profil resmi
Hayatım değil ama, Dostoyevski ile kesişen hayatınız gözümün önünden film şeridi gibi aktı. Yazı sayesinde nasıl yolculuklar yaptığımı hâlâ tam olarak anlamış değilim. Dostoyevski'nin her birimiz üzerindeki kuvvetli tesirini görünce istemsiz mutlu oluyorum. Çünkü Rusların ne kadar sıcak denizlere inme isteği ve ihtiyacı varsa, bizlerin de gerçekliğe ve samimiyete o kadar ihtiyacı var bence. İstek konusunda hâlâ sıkıntılarımız var. Suç ve Ceza konusunda da derin bir nefes alıp balıklama dalmanızı öneririm, hanımefendi. Düşünme ve tartma sürecinin uzadığı bazı eylemlerde, sona doğru yaklaştıkça eylemsizlik kendini belli edebiliyor. O yüzden, en iyisi bodozlama dalmak olabilir. Beyaz Geceler'e daha tanık olmadım. Ama şu an beyaz sayılabilecek bir İstanbul sabahından yarışmaya katılıyorum. Bu yüzden inceleme de ayrı bir etki yarattı. Dostoyevski okuma isteğim tekrar gelmeden bu yorumu bitiriyorum. İnceleme için teşekkür ederim, hanımefendi. Emeğinize ve kaleminize sağlık. :)
Parende okurunun profil resmi
Güzel yorum için teşekkür ederim. Hemen şimdi şuanda Suç ve Cezaya başlıyor ve etkinlik bitmeden Dostoyevski ye bir gülümsemeyle daha cevap vermek istiyorum :-)
Şeyma Demirhan okurunun profil resmi
Kitap bile yapılan incelemeler kadar uzun değil. ^_^
Parende okurunun profil resmi
Dostoyevski sağolsun, kitabın kendisi kısa etkisi uzun :-)
Rukiye okurunun profil resmi
Hahah Dostoyevski etkisi. :) İnceleme için teşekkürler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.