Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuduğum diğer Rus romanlarını/hikayelerini de göz önüne alırsam, çayın oldukça önemli olduğunu söyleyebilirim. Bununla ilgili de şu linkteki bilgilendirici ve şaşırtıcı yazıyı okuyabilirsiniz: seyler.eksisozluk.com/ruslarin-bugune... Dostoyevski'nin İnsancıklar'ındaki, bu kitapla alakalı alıntı da okunmaya değer. "Sevgili Varvara Alekseyevna ! Bu ayın altısında yolladığınız kitabı geri yolluyorum. Ay- nı zamanda, bu mektubumda bazı açıklamalarda bulunaca­- ğım size. Beni bunu yapmak zorunda bırakmakla hiç iyi et- mediniz anacığım. İzninizle söyleyeyim: Ulu Tanrı her şeyi insanoğlu için düzenlemiştir. Kiminin kısmetinde omuzla- rına general apoleti takmak vardır; kiminin altıncı derece memur olarak kalmak ... Kiminin altında emir vereceği, ki- mininkindeyse hiç mırıldanmadan, korku içinde bu emri yerine getireceği yazar. Kişinin yeteneklerine göredir bütün bunlar. Bazısının yetenekleri emir vermeye, bazısınınki bo- yun eğmeye elverişlidir. Yetenekleri kişiye Tanrı verir ... Aşa­- ğı yukarı otuz yıldır devlet hizmetindeyim. Görevimi dü­- rüstçe yaparım. Hır çıkarmam hiç. Bir yurttaş olarak birçok kusurumun -elbette bunun yanında erdenlerimin de- ola- bileceğini kabul ederim. Amirlerimi sayarım. Ekselansları da severler beni. Gerçi bugüne kadar sevdiklerini belli ede- cek bir harekette bulunmadılar, ama sevdiklerini biliyorum. Yazım oldukça okunaklı, güzeldir. Ne çok küçük, ne de iri sayılır. Gerçi italik yazıyı andım biraz, ama yetiyor. Bizim dairede bir tek lvan Prokofyeviç'in yazısı benimkiyle boy ölçüşebilir belki. Bu yaşıma geldim, şöyle büyük bir günah işlediğimi anımsamıyorum. Herkesin küçük günahları olur. Her insan günahkardır, siz bile anacığım! Ama toplumun huzurunu bozucu nitelikte bir günahım, suçum hiç olma- mıştır. Hatta nişan bile veriyordu bana ... neyse, bırakalım bunu şimdi. Anacığım, bütün bunları aslında sizin de onun da bilmeniz gerekir. Anlatmaya kalkıştığına göre bilmek zorundadır. Hayır, bunu hiç beklemezdim sizden anacığım, hayır Varvara'cığım. Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Nasıl olur! Demek bundan böyle insan (nasıl olursa ol- sun kendisinin olan) sakin köşesinde (Tanrı korkusunu, kendini bildiği için, başkalarınca rahatsız edilmek istemedi ­ ği) atasözünün dediği gibi kimsenin etlisine, sütlüsüne ka- rışmadan yaşayamayacak ! Gelip, evinde nasıl yaşadığına, iyi bir yeleği olup olmadığına, gerekli iç çamaşırlarının bu- lunup bulunmadığına, çizmeleri var mı yok mu, varsa içleri neyle kaplı ona; ne yediğine, ne içtiğine, ne yazdığına baka- caklar demek! Olur mu öyle şey anacığım? Sözgelişi beni alalım: Yolun biraz bozuk olduğu yerde çizmelerimi sakına- rak parmaklarımın ucuna basa basa yürürüm! Falanın para sıkıntısı çektiğini, çay içmeye bile para bulamadığını yaz- manın ne alemi var? Sanki herkes çay içmek zorundaymış da! Acaba ne yiyor diye şunun bunun ağzına bakıyor mu- yum ben? Kimseye böyle bir hakarette bulundum mu? Ol- maz anacığım, bana zararı dokunmayan insana ben ne diye kötülük edeyim! Örnek mi istiyorsunuz Varvara Alekseycv- na, buyrun: Görevimi hakkıyla başarmak için bütün gü­ cümle çalışıp didinirim, amirlerim de severler beni (kim ne derse desin, gene de severler) bir de bakarım ortada fol yok yumurta yokken birisi açıktan açığa alaya almış beni. lnsa- nın bazen kendine yeni bir şey diktirdiği olur elbette ... se- vincinden gece uyuyamaz. Sözgelimi, yeni çizme alınca ben pek keyifli olurum. Ayaklarımı şöyle gıcır gıcır bir çizme- nin içinde görmek anlatılmaz bir haz verir bana ! Böyle ol- masına karşın, Fyodor Fyodoroviç'in bu kitabı gözden nasıl kaçırdığına, kendini savunmamasına şaşıyorum. Gerçi daha yeni yönetici oldu, arada sırada bağırmasını da seviyor. Pe- ki ama niçin bağırmayacakmış? Gereken yerde amir astını haşlamalı bence. Diyeceksiniz ki gösteriş için de haşlıyor- lar, olsun varsın . . . O da gerekli; -aramızda kalsın Varvara'cı­ ğım- bizim memur takımı başına vurmayınca çalışmaz. Yal- nızca "ben falan dairedeyim" demek için bir yere kapağı atar, sonra yan gelir yatar ... Memuriyette kaç çeşit rütbe varsa o kadar da haşlama çeşidi vardır. Kendiliğinden olan bir şeydir bu! Zaten dünyanın düzeni böyle kurulmuş ana- cığım. Hepimiz birbirimize çalım satıyoruz, birbirimizi haş­- lıyoruz . Böyle olmasa dünyada dirlik düzenlik kalmazdı. Gerçekten şaşıyorum Fyodor Fyodoroviç'e, böylesine bir ayıbı gözden nasıl kaçırdı? Bunları da ne diye yazarlar sanki? Neye yarar böyle şey- ler? Okuyuculardan biri bunu okuyunca bana bir palto mu yaptıracak, bir çift yeni çizme mi alacak? Hayır Varvara'cı­- ğım, bunu bırak, üstelik öykünün sonunu ister. lnsan ba- zen köşesine siniyor, dışarı adım atmaya korkuyor ... elin- den başka ne gelir zavallının, alaya alınmış, gururu bir pa- ralık edilmiştir. Aile hayatı, günlük yaşayışı edebiyata konu olmuştur. Herkes okumuştur onu, gülmüştür! Şimdi cesa retin varsa gel de sokağa çık bakalım ... Kitaplarda o kadar canlı anlatılmıştır ki her şey, bir yürüyüşünden tanırlar he- men zavallıyı. Yazar öykünün sonunda durumu biraz yu- muşatsaydı bari. Sözgelimi, adamcağızın başından aşağı ka­- ğıt kırpıntılarını döktüklerinde oraya bir nokta koysaydı, "bütün bunlara karşın iyi bir insan, erdemli bir yurttaştı o, deseydi, arkadaşlarının bu davranışını aslında hiç de hak etmemişti. Amirlerine karşı saygılıydı (bir örnek bile vere- bilirdi), hiç kimseye bir kötülüğü dokunmamıştır, dinine bağlıydı, ölümü (ölmesi ille de gerekiyorsa kuşkusuz) her- kesi çok üzdü." En iyisi, ölmemeliydi zavallı, paltosu bu- lunmalıydı. Fyodor Fyodoroviç ... saçmalamaya başladım gene galiba! Yani o general, adamcağızın erdemlerinden ha- berdar olunca odasına çağırmalıydı onu, bir nişan vermeliy- di, aylığına zam yapmalıydı. .. anlayacağınız, kötülükler ce- zasını bulmalı, erdem ödüllendirilmeli, bu işi yapan me- murlar da yaptıklarına pişman edilmeliydiler. Ben olsam böyle yapardım. Yoksa bu öyküde ne gibi olağanüstülük, güzellik var? Günlük bayağı, yaşayışın bir bölümünden başka bir şey değil! Bu kitabı bana yollamak da nereden esti aklınıza yavrucuğum? Yıkıcı, muzur bir kitap bu Varva- ra'cığım. Hem baştan sona yalan ... gerçekten böyle bir me- mur var olamaz çünkü. Yoo, duyuracağım bu durumu ge- rekli yere Varvara'cığım, resmen duyuracağım. Sadık uşağınız Makar Devuşkin"
Palto
PaltoNikolay Gogol · Tutku Yayınevi · 201737bin okunma
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.