İspanya'da meydana gelen iç savaş sırasında dağlarda savaşan, faşizme karşı birleşen bir gerilla grubunu anlatan bu kitap aşırı duygu yüklemeleriyle kitabı yaşıyormuşcasına okumama sebep oldu.
Roman, Robert Jordan adında birinin İspanya'nın köylerinden birinde bulunan gerilla grubuna, bir köprü patlatmak amacıyla katılmasıyla başlıyor. Tüm kitap boyunca dört gün işleniyor. Kitap yeri geliyor kahramanlıktan, savaştan, faşizme karşı insanların direnişini anlatırken bazen de Robert Jordan'ın aşkını anlatıyor.
Kitapta kusur görebileceğim hiçbir yer yoktu. Tümüyle beni içine çekti, okumam için kendisini çağırırken bir yandan da bitmesini istemediğim için yavaş okumama sebep oldu.
1936 yılında Hemingway'in İspanya'da bir iç savaşta muhabirlik yapmış olması da aslında kitabın içinde yazarın hayatından izler olduğunun da bir göstergesi.
Maria'nın kırpık saçlarıyla, Agustin'in küfürlü ağzıyla, Pilar'ın anaçlığıyla, Rober Jordan'ın düşleriyle ve tüm gerilla grubunun mücadelesiyle okunmaya değer bir kitaptı.