Ray Bradbury'yi ilk kez okudum. Fahrenheit'ı ise İthaki'den çıkan yeni baskısıyla okudum, siteye eklemek istedimse de hemen eklenmediği için eski baskısının altına yazıyorum bu yorumu.
Kitaptan çok etkilenmedim. Olumlu ve olumsuz düşüncelerim var. Olumsuz düşünüyorum çünkü kitabın bazı yerlerinin iyi yazılmadığını düşünüyorum, ilk kısım ve Montag'ın sonunun başladığı ilk olaylar, yani Beatty'ye olanlardan itibaren son sayfaya dek yazılan kısımların çok iyi olduğunu, ama aradaki gelişme bölümlerinin daha yüzeysel yazıldığını düşünüyorum. Neden böyle? Çünkü kitabın ilk ve son kısımlarında Montag'ın iç sesi ve anlatım dili güzel bir kıvam tutturuyor. Aradaki kısımda da genel olarak daha yüzeysel bir anlatım var, bu kısımlarda yeni dünyanın nasıl bir yer olduğunu anlatmak için yazar mekânları, olayları anlatıyor. Yazarın bizi ikna etmek için bu ara bölümde kurduğu olaylar ve mesela Montag'ın eşiyle olan diyalogları her ne kadar gerçekçi bir his yaratmak için gerçekçi olmayan bir atmosfer içerisinde kurgulansa da etkileyici olmuyor, bu ve benzeri kurgular zorlama bir his yaratıyor, daha doğrusu benim hissettiğim buydu. Diyaloglardan çok betimlemeler ağırlık kazanınca sanki daha iyi bir atmosfer kurulmuş oluyor. Bu yüzden aynen ilk bölüm gibi bütün final bölümü de oldukça iyi, etkileyici.
Bir kaç aydır süren bilim kurgu eserlerini okuma gayretimde edebi dil anlamında en iyi 2. eser olduğunu söyleyebilirim Fahrenheit'ın. İlki, bir türlü ısınamadığım Dune adlı eserdi. Dune da Fahrenheit da örneğin Vakıf serisi ya da okuduğum diğer bilim kurgu eserlerine (2001, Bitmeyen Savaş, Ben Robot dahil) kıyasla daha edebiler, dil kullanımı konusunda daha bir özenle yazıldıkları hissediliyor. Bu, iyi bir özellik.
Kitabın konusu hepimizin aşina olduğu bir konu: okuyanların öldürüldüğü ve okumanın yasak olduğu bir dünya. Kitap gizleyen evlerin ve kitaplardan vazgeçmeyen insanların yakıldığı bir dünya. İnsanların yakılanları izlemek için sokaklara çıktığı bir dünya. Şairlerin otel koridorlarında yakılarak öldürüldüğü bir yerden bahsetmiyor kitap, ama ne kadar da tanıdık geliyor. Yakarak yaşadığını sananlara karşı kendisi kitaba dönüşmüş insanları anlatan bir eser Fahrenheit. Akıl etmek ve anlamak için dünyayı ve hayatı "oku"mayı öğütleyen o ilahi sese de uygun düşüyor gibi. Okumayanlara da kitabı okumak düşüyor. Herkese iyi okumalar.