İşlediği suçtan dolayı idama mahkûm edilen birinin kendisini idama götüren süreci aşırı detaya girmeden çok güzel bir şekilde anlatıyor.
Hugo'nun bence bu kitabı kaleme alış sebebi olarak; idamın hiçbir işe yaramadığını göstermeye çalışmas, toplumun idamı bir aktivite olarak görerek idam anını panayır alanına çevirmesi. Mahkumun bu anları yazıya dökerek çektiği sıkıntıların adli merciler ve kral tarafından anlaşılarak bu cezanın ortadan kaldırmayı amaçladığını düşünüyorum.
2 gün önce suçsuz yere 4 ay cezaevinde kalan masumluğu anlaşılınca salıverilen bir dostum ve ortamdaki gardiyan arkadaş ile cezaevi ve mahkumluk konulu sohbetimiz neticesinde bu kitaba başlayıp bitirdim. Filmlerde görmeye alıştığımız hapishane şartları nerdeyse aynı minvalde devam ettiğini öğrenmem hoşuma gitmedi. Suçlu yada suçsuz bu tarz bir cezaya çarptırılmak insanı çıldırtma boyutuna kısa zamanda çok rahat bir şekilde getirebileceğini, sayfalar ilerledikçe aynı imkanlarda ben olsam kendimi kaybederim dedirten bir şaheser olmuş. Bazı suçlarda acaba ölen mi suçlu, öldüren mi? Sorusunun cevabı çoğu zaman ölen suçlu olarak cevap buluyor. Okuyunca anı canlandırarak dizlerinizin bağı çözülmüş kendinizi giyotine hazırlarken bulabilirsiniz. İyi okumalar.