Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
8/10 puan verdi
OKU KARDEŞİM NE ZAMAN ESSE BİR HERMANN HESSE OKİCEKSİİİN ! "Her şey iyi, her şey nasıl olması gerekiyorsa öyle oldu, değil mi?" O herkes tarafından sevilen, her gittiği mahalde bir dostu muhakkak edinen, kadınların sevgilisi, erkeklerin kadim dostu, ''okusa idi eğer bir doğabilimcisi veyahut şair, papaz'' olabilecek bir değerdi. Her şey olabilecek iken hiçbir şeyi olmayı seçen bir adamın öyküsüyle karşı karşıyayız sayın seyirciler! 40'ından sonra bünyesi/bedeni artık dağları, yolları, bol D vitaminli güneşi kaldırmamıştı elbet. Sırtına binmişti yolun yarısında yaşlılık. O artık günleri, yılları bol bol harcayan neşeli oğlan değildi. Artık hiç kimsesi kalmamış, ölmeden önce yurdunu bir daha görmekten başka bir isteği olmayan, hasta, yaşlı bir adamdı. Hikayenin derin mevzulardan sıyrılarak bir ayrıntıyla birlikte bağdaş kurduğunu şu cümlelerle anlıyorduk. Franziska ile Knulp'un aşka yelken açmalarında tek bir engel var idi: Latince Okulu!! '''Sonra derin sesiyle güldü: 'Sen benim işime gelirdin, oğlan' dedi, 'ama olmaz, benim Latince Okulu'na giden yavukluya gereksinmem yok. Oradan doğru dürüst adam çıkmaz. Benim yavuklum tam bir erkek olmalı; esnaftan biri ya da bir işçi, bir okumuş değil.''' Peki değdi mi Knulp efendi bir kız için geleceğini yakmaya ? Knulp "Evet, acı olan yan da bu. Bütün bunlara karşın benim sevgilim olmadı.'' Gezgin Knulp, artık hayattan bir kaç şey istiyordu: Doğduğu yer olan Gerbersau'da zalım Franziska'yla olmak. Hayatımızın işleyişine akışına yönelik aldığımız her karar bir tercihi barındırıyor ve bu tercih belki de geri dönüşü olmayan, onulmaz sorunları beraberinde getiriyordu. Knulp, 13-14 yaşında geleceği için bir karar almıştı. Bir nevi kendini aşk yolunda kurban edip, özgürleşmişti. Aşk'ın serseri bir tutsaklıktan ibaret olduğunu, hergele bir deneyim olduğunu koca ama minicik beyniyle değil kırkında idrak edebilirdi. Tecrübeler ne kadar acıysa bir o kadar rehberdi yolumuzda. Knulp'un yolları hiç bitmedi. Her gittiği muhitte, belki de pişmanlığından sıyrılmaya, kendi dünyasının anlamını kazanmağa çabalıyordu. Franziska bozgunu onu tüm yaşamından vazgeçirmeye yetmişti. Hiçbir eylemini yaşama yönelik gerçekleştirmiyordu. Dışarda kalmıştı. Güzel gençlik yıllarında sevilen, hastalığında ve yaşlılığında yalnız kalan bir serseri, çitin dışında bulunan bir seyirci olmuştu. Hayatının başladığı ve biteceği yere Franziska'yı bulma ümidi ile gelmişti ki, onun artık yaşamadığını öğrendi. Tanrı ile Knulp'un sohbetinde, bütün o koca pişmanlıklarına istinaden bir soru yöneltiliyordu kendisine? Böyle olsaydı yine hemen oradan kaçıp ormanda tilkilerle uyumaya, kuşlara ökse kurmaya, kertenkeleleri evcilleştirmeye kalkışmayacak mıydın?" Knulp'un seçimi kaderdi, kader onu kedere sürükledi, kederler heder etti, sonuç olarak kalmadı dünyanın bir ederi! Karlar arasında canını ve ruhunu teslim etti Knulp! BONUS: Knulp'un terziyle olan sohbeti sırasında İncil hakkında dem vurulan bir kaç güvensiz ifade de dikkatimden kaçmadı. Hermann Hesse'nin burada kendi görüşlerini doğrudan kitaba yansıttığını da görebiliriz.
Knulp
KnulpHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20222,267 okunma
··
34 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Sigmund okurunun profil resmi
İncelemenize tek kelime ile bayıldım (: En kısa zamanda okuyacağım.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.