570 sayfalık kitabın ilk 100 sayfasını sıkılarak okudum desem yeridir. Kitaba başlamadan önce okuduğum yorumlara göre Kinyas ve Kayra'yı okuyanlar ikiye ayrılmış; okuyanlar ya çok beğenmişler ya da hiç sevmemişler. Bazı okurlar ise yarım bırakmış. Yazarın daha önceden 2 kitabını okuduğum için ( daha ve az ) kötü yorumlardan fazla etkilenmedim çünkü yazarın tarzının biraz ilginç olduğuna aşinayım. Bu kitap da tam anlamıyla bir yeraltı romanı. Derin, sarsıcı ve nefret yüklü...
Konudan biraz bahsetmek gerekirse; Kinyas ve Kayra; iki arkadaşın evlerini terk edip yaşantılarını değiştirerek değişik ülkelerde yasa dışı faaliyetlerde bulunup kafalarına göre yaşamalarını anlatıyor. Hiçbir yere ait olmayan (olamayan) ve sürekli kaçıp giden iki karakter Kinyas ve Kayra. Kişisel ve toplumsal problemlerinden ötürü buhranlar içinde, oldukça öfkelidirler.
Okurken; korktum, kızdım, iğrendim, üzüldüm, umutlandım...
Neyse bunca karanlığa rağmen güzel bitiyor sonu ve bende çoğu okur gibi güzel sonları severim...
Böylece ben de Kinyas ve Kayra'yı okuyup beğenenler tarafında yerimi almış oldum.