Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

303 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
"Doktor: Auschwits nasıl bir his miydi? Hmm... Nasıl Anlatabilirim? (Aniden ve Artie'ye doğru eğilerek) BOO! Artie: AYY! (Artie yerinden zıplıyor) Doktor: Hep böyle bir şeydi işte. Ama HEP! Kapıdan geçtiğin andan, en sonuna kadar." İncelemeye böyle başlamak istedim çünkü sanırım hergün ölüm korkusuyla karşı karşıya kalan insanların yaşadıklarını kitapta çok kısa bir şekilde özetleyen en güzel ifade buydu. Art Spiegelman,Polonya Yahudisi olan ve Auschwitz'ten sağ kurtulmayı başaran anne ve babasının hikayesini, tüm yakınlarını kaybetmelerini, hatta ailesi ve onların yaşadıklarından etkilenen kendi hayatını, yaşadığı sıkıntı ve buhranları bu grafik romanda anlatmaya çalışmış.Savaş dönemi yaşananlar baba Vladek Spiegelman'ın ağzından anlatılmış.Ayrıca ailesinin savaş zamanı çektiklerini dile getirdiği bu kitabının başarısından sonra rahat içinde yaşamaktan duyduğu rahatsızlığa değinmiş. Tüm o duyguları oldukça da güzel bir şekilde hissettirmiş. İnsan eline alınca bitirmeden bırakmak istemiyor.Bir grafik romandan beklenemeyecek ölçüde detaylı ve başarılı buldum. O yüzden bu konulara merak duyan arkadaşlara şiddetle tavsiye ederim. Eserde Yahudiler fare,Almanlar kedi,Polonyalılar domuz,Fransızlar kurbağa,Amerikalılar köpek ve çingeneler de kelebek olarak vücut bulmuş. Romanda ilgimi çeken önemli bir şey de baba Vladek'in Almanların Yahudileri eleştirmek ve aşağılamak için çizdiği karikatürlerdeki gibi pinti ve hesapçı olması, bazı duygu ve merhamet gerektiren yerlerde aşırı pragmatik davranması; ırkçılık yüzünden çektiklerini irdelemeksizin özgür hayatında Afro-Amerikalıları tehlikeli ve hırsız olarak genelleyerek ırkçılık yapması yani bir Nazi gibi davranması ve de yazarın bunu dürüstçe ortaya koyabilmesiydi. Anlatılan onca acının ve gerçeğin yanında şahsi olarak beni en çok etkileyen şey ise yazarın sadece bir fotoğrafta kalmış kardeşiyle ve ona duyulan sevgiyle baş etmeye çalışması,onun hayaletiyle rekabet edemeyeceğinin bilincinde olup bu yüzden hissettiği eziklik duygusuydu. Artie'nin değersizlik duygusu resmen içimi acıttı. Bu yüzden incelememi Artie'nin bu konudaki cümleleriyle bitirmek istiyorum: "Odalarında benim resmime ihtiyaçları yoktu...Ben hayattaydım! Fotoğraf öfke nöbetleri geçirip,başını belaya sokmazdı.İdeal bir çocuktu,oysa ben baş belasıydım,o resimle rekabet edemedim. Evde Richieu'dan bahsetmezlerdi,o resim bir çeşit sitem gibiydi ...Bir fotoğrafla kardeşlik rekabeti yaşamak ürkütücü!"
Maus
MausArt Spiegelman · İletişim Yayınevi · 2019673 okunma
··
109 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.