Öncelikle bu kitabı okumaya başladığım zamanlar tam da kitaptaki kadın kadar aşıktım. Kitapta geçen her cümle sanki benim ağzımdan çıkmış gibiydi. Kitap sizi öylesine içine alıyor ki siz de kitaptaki adama aşık oluyorsunuz bir anda. Okurken belki kendimi bulduğum için belki de Stefan Zweig gerçekten hissettirdiği için gözyaşlarına boğuldum. O umutsuzluğu, çaresizliği en derinimde hissettim.
Her şeye rağmen kadınımızın adamı bir kez bile suçlamaması yüreğimi o kadar burktu ki. Her "Hayır sevgilim, hayır beni yanlış anlama lütfen" Cümlesinde bittim. Okuyan erkekler keşke bir gün bu kadar sevilsem diyecektir ve gerçekten sevmiş kadınlar bu kitabı gözyaşları içinde bitirecektir.