Roman konusunu saat-zaman-insan ilişkilerinden almaktadır. Saatleri Ayarlama Enstitüsü Türkiye insanının doğu ve batı arasında bocalamasını anlatan bir başucu romanıdır.
...
"Nasıl olur ? diyordu, nasıl olur ? Dünyanın en modern müessesinde, en mükemmel ve yeni şartlar altında ve bu kadar yenilik içinde çalışan bu insanlar bu işi nasıl anlamazlar ? O halde enstitüde ne işleri var ? Niçin yeni binayı alkışladılar ? Niçin bizi tebrik ettiler ? Demek yalan söylüyorlar !…
Ben Halit Ayarcı’ya vaziyeti anlatmaya çalışıyordum :
- Hayır, yalan söylemiyorlar, diyordum. İkisinde de samimî idiler. Yeniliği kendilerine ucu dokunmamak şartıyla seviyorlardı. Hâlâ da o şartla severler. Fakat hayatlarında emniyetli ve sağlam olmayı tercih ediyorlar.
- Böyle şey olur mu ? Bir insan iki türlü düşünür mü ? İki türlü mantık bir kafada bulunur mu ?
Halit Ayarcı hakikaten meyustu.
- Tabiî bulunur. Daha doğrusu menfaatler istikametini değiştirirse mantık da değişir."