Raskolnikov yeniden yürümeye başladı. "Acaba nerede okumuştum." diye düşünüyordu bir yandan da, "idam mahkumunun biri ölümünden bir saat önce, yüksek bir dağın tepesinde, ancak iki ayağının sığabileceği kadar daracık bir yerde yaşaması gerekse, çevresindeyse uçurumlar, okyanuslar, sonsuz karanlıklar, fırtınalar ve sonsuz bir yalnızlık olsa, yine de o bir avuç yerde ömrü boyunca, binlerce yıl, sonsuza dek yaşamanın, o anda ölmeye yeğleneceğini söylemiş.
Yeter ki yaşasın! Yalnızca yaşasın!
Aman Tanrım, bu nasıl bir gerçek böyle! Bu nasıl gerçek! Insan ne alçak bir yaratıkmış!" Raskolnikov bir dakika daha durup düşündü, sonra "Bunun için insana alçak diyen de alçaktır!" diye ekledi.