Okuyalı epey bir zaman geçti. Fakat halen zihinsel anlamda katkılarını üzerimde taşıdığım bir kitap.
Bireyci ahlakı savunan ve okullarda, dini öğretilerde yayılmaya çalışılan itaat ahlakından çok daha başka bir öz ahlaktan bahsediyor Kropotkin.
Bir nevi saygısızlık ahlakı. Çünkü biliyorsunuz kitap kurtları, biz saygılı oldukça bizi daha iyi sömürüyorlar. İşte o kutsal düşünce, anarşizm burada devreye giriyor bir saygısızlık felsefesi olarak. Bireyin bir savunusu olarak.
Yapay, sırıtan, şekilden şekile giren, ilkesi olmayan bir ahlak değil kendiliğinden, doğal, iktidardan iktidara, çıkardan çıkara değişmeyen, ilkesi olan vâkur bir ahlak: Anarşist ahlak.
Otoritesiz bir dünya hayaliyle. Bol isyanlı okumalar.