Neden çıktığı, kimin kazandığı bile hatırlanmayan 3. Dünya savaşından sonra yaşlı dünyamız daha fazla dayanamamış ve yaşanılması imkansız bir yer haline gelmiş.
Her yerde çöplükler, insanı yavaş yavaş çürüten bir toz ve yok olan doğal yaşam..
Bu yok olma, ilk olarak Baykuşlar ile başlamış. Baykuşlar karanlıklarda yaşayan hayvanlardır. Varlıkları pek belli olmaz. Bu yüzden yok oluşlarını da görmemiş gözler.
Kitapta bahsedilen baykuşlar bana fakir insanları anımsattı nedense. Bir savaş çıksa, önce onlar yok olur tek tek ve kimsenin ruhu duymaz. Böyle böyle yok olurlar, hiç var olmamış gibi..
Baykuşlar da yok oldu. Sonra arılar ölmeye başladı. Onu diğer hayvanlar takip ederken artık bu sebepsiz hayvan ölümleri farkedilmiş ve korumaya alınmışlardı.
Çünkü malum, göz önünde olana kolay kolay zarar gelmiyor bizim dünyamızda da..
Neyse.
Hayvan ölümleri, tozla kaplı dünya derken yaşanabilecek başka bir gezegen aranıyor ve Mars seçiliyor. Mars'a gitmeyi kabul edenler de, tıpkı insana benzeyen Android hizmetçilerle ödüllendiriliyor.
Yaşanamayacak bir gezegenden, yaşama gitmek ve giderken tam donanımlı bir hizmetçi tarafından ödüllendirilmek tabiiki insanların aklına yatıyor ve gidiyorlar. Ama IQ testinden geçebilirlerse..
Bu giden insancıklarımız şanslı görünüyor ama aslında tehlikedeler imiş.
Çünkü efenderini öldürüp dünyaya kaçan, dünyada ise tamamen insan gibi yaşayan android tehlikesi baş göstermiş.
Tehlike varsa çözüm de vardır.
Bu androidleri çeşitli testlerle tespit edip, onları emekliye ayırma adı altında öldüren ikramiye avcıları bulunmuş.
İkramiye avcısı Rick ve zeka testini geçemediği için dünyada yaşamaya mahkum bırakılmış İsidore'un hikayesi bu kitap..
Kitabın konusu çok güzel. Hatta harika.
Alttan alttan verilen dersler de kitabı harikalıktan muazzamlık boyutuna yükseltebilecek nitelikte.
Ama ufak bir eksiklik kitabı gözümde biraz düşürmedi değil..
Okuduğum kitapların genelinde, kahramanların duygularını aynen ben de yaşarım. Bu yüzden toplum içinde pek kitap okumam çünkü her an ağlayabilir, bağırabilir ya da gülebilirim.
Bazen çocuk kitaplarında bile yaşarım bunu ki, bu kitapta yaşayamadım. Duygular beni içine çekmedi. Rick ile birlikte ben de acı çekmek istedim, androidlerin korkusunu derinlerimde yaşamak istedim ama nafile.
Kitapta duygu eksikti..
Tabii birde henüz araştırmadım ama umarım kitabın devamı falan vardır. Sonu beni pek tatmin etmedi.
Aklımda sorulaar sorulaar. :(
Bilim kurgu severler için harika bir kitap tabiiki. Sevmeyenler bile keyifle okuyabilir çünkü malum, konusu ve olay örgüsü çok güzel. Ama fazla bir beklenti içinde olmayın yani.
Ha bu arada, sizce androidler elektrikli koyun düşler mi?
Keyifli okumalar dilerim.. ^^