Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Haydut / Robert Walser “Buruşmuş eğitiminizi ütülemenizde yardımcı olacak bir roman vermek isterim size.” diyerek ayar veren... "Baştan sona, hayat hakkında hiçbir şey bilmeyen yığınlar için yazılmış bir kitap bu; çapsız zihinlere kibir tohumları eken ve maalesef sayıları hayli kabarık kitaplardan biri." diyerek kışkırtan... “Size yalnızca edepli şeyler anlatacağımdan emin olabilirsiniz. Zira kendimi kibar bir yazar olarak görüyorum. Belki de araya pek kibar olmayan birkaç şey de karışabilir yani” diyerek de esprili bir dille baştan çıkaran bir roman... Romana adını veren kahramanımız Haydut; toplum tarafından biçilen rollere uymayan bir “uyumsuz”, burjuvaziye ve kapitalizme bayrak açmış bir “anarşist”, normlara uymayan yapısıyla da bir “toplum düşmanı” Hem roman, hem başkahraman, hem anlatıcı, hem de yazar… Neresinden bakarsam bakayım, bu kitapla tanışmak benim için her açıdan sıradışı bir deneyim oldu. Kitabı benim için ilginç kılan çok şey var ama önce yazardan başlayayım; Ömrünün son 57 yılını bir psikiyatri kliniğinde geçiren Robert Walser, yazılarını, ölene dek kapılarını kimseye açmadığı gizli sığınağında, “kurşunkalem bölgesi” diye adlandırdığı bir yerde yazan aykırı bir kişilik. Asıl dehşet yazarın ölümünden sonra fark edilir. Çünkü Walser yazılarını, dergi küpürleri, gazete sayfaları, mektup zarfları gibi eline geçirdiği her türlü kağıt parçasına yazmıştır. Bununla da kalsa yine iyi, minyatür bir el yazısıyla yazılan bu yazıları okumak mümkün değildi ve zaten uzunca bir süre okunamadı. Nihayetinde Köln Üniversitesi’nde Robert Walser üzerine bir tez hazırlayan doktora öğrencisi Jochen Greven, bu elyazması mikrogramların (526 sayfa) mercek yardımıyla okunabileceğini fark eder ve bu metinlerin gizli bir yazıyla değil de boyutları aşırı küçültülmüş harflerle yazıldığını fark eder. Uzun uğraşlar sonucunda bu edebi taslaklar ve el yazıları için inceleme iznini alır ve gizemi yavaş yavaş çözmeye başlar. Bu çalışmalar uzun yıllardan sonra, içlerinde Haydut’un da olduğu eserleri, Walser’ın ölümünden çok sonra da olsa bizlerle buluşturur. Kitaba dönersek; matrak bir anlatıcı var. Birçok bölümde “buraya yine döneriz, belki de dönmeyiz, bir ara bu konuya yine göz atalım, ileride bu konuyla ilgili bazı şeyler anlatacağım” gibi bildirimlerde bulunuyor. Bazen hikayeye müdahale ediyor, bazen de bizlere ayar veriyor. Hayatla ilgili tavsiyelerde bulunuyor. Velhasıl başlı başına ilginç bir tip. :) Anlatıcı, Haydut ve Walser’ı araştırınca görüyorum ki yazar da işin içinde, yani üçü arasında geçiş/benzerlikler var. Haydut’ta; sıradışı bir metodoloji, toplum dışı başkahramanımızın yaşadıkları ve inceden inceye felsefe var. Ezber bozan Haydut’umuzun yaşadığı hastalıklı ilişkiler yumağını çözmenin keyfi de cabası. Negatif uyarılara aldırmayın, okuması o kadar da zor gelmedi bana. (19 tane “ve” bağlacı kullanılan bir cümle vardı) o kadar kolay okunası bir kitap yani :)
Haydut
HaydutRobert Walser · Can Yayınları · 2016105 okunma
·
77 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.