Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
1998 Yılında Almanya’da yaşadığım dönemde, çok değer verdiğim bir arkadaşımın hediyesiydi Küçük Prens. Bana hediye edilen ve hayatımda hediye olarak aldığım ilk kitaptı! Severek ve beğenerek okuduğum bu güzel kitabı en azından birde ben yorumlamak istedim. Küçük Prens çocuklar ve yetişkinler için 1943'teki yayınından bu yana çok sayıda okuyucu kitlesine sahip olan bir öykü kitabıdır ve hala popülerliğini korumaktadır. Japonya’nın Hakone isimli şehrinde bir Küçük Prens müzesi bulunan, Güney Kore’nin Gyeonggi-do kentinde Küçük Prens temalı bir köy olan müze ve köy turistlerin uğrak noktalarındandır. 2000 yılında da, yazarın doğup büyüdüğü Fransa’nın Lyon şehrinde bulunan hava alanına Saint Exupéry’nin adı verilmiştir. Antoine de Saint-Exupéry’nin 1943 yılında basılan “Küçük Prens” kitabı 73’üncü yılını dolduruyor. İşte dünya edebiyat tarihinin en kayda değer eserlerinden biri olan, bugüne kadar 250’den fazla dile çevrilen, 140 milyondan fazla satış rakamına ulaşan ve üzerine 11 kez filmi çekilen bu kitap aslında çok uzun yıllar öncesinden kaleme alınmış olmasına rağmen benim zannımca ülkemizde 2000’li yıllardan sonra daha da popüler oldu. “Dünyada bu kadar popüler olmuş kitabın bir bölümünde Türk bir gökbilimciden bahseder, hem de küçük prensin geldiği gezegeni ilk kez gören ve uluslararası bir kongrede sunan bir bilim adamı olarak. Fakat kıyafetinden dolayı onu kimsenin ciddiye almadığını anlatır ve ekler `büyükler böyledir işte´…” (Alıntı) “Bu durum kendi tarihini, kendi liderini tartışmaktan, tanımaktan, karşı durmaktan veya savunmaktan çekinen bir sistemin özgüven eksikliği değil midir? Görüyoruz ki; bu durum dün böyleydi, ancak bugün de böyle.” (Alıntı) Yazarın esrarengiz ölümü ve 65 yıl sonra gelen itiraf: Dünya Savaşı sırasında görevi gereği 31 Temmuz 1944’te Akdeniz semalarında havalanan yazardan bir daha haber alınamadı. Ta ki 1998 yılında, Marsilyalı bir balıkçının yazara ait bilekliği bulana ve 2004 yılında yine Marsilya kıyılarında yapılan araştırmalar sonucu uçağın enkazı bulunana kadar. Ölümünden 65 yıl sonra, bir Alman pilotu Hors Rippert, yazarın kullandığı uçağı düşürdüğünü itiraf ediyor ve “İçinde kimin olduğunu bilseydim ateş etmezdim,” diyor. (Alıntı) Kitabın özeti: Bir pilot, uçağıyla ilgili teknik sorunlar nedeniyle Sahra'da acil iniş yapmak zorunda kalır. Sadece sekiz gün yetecek kadar erzakı vardır ve bu çölde ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu ıssız çölde daha öncesinden de yetişkinler arasında kendisini sık sık hissettiği gibi yalnızdır. Yetişkinlerin dünyasında hayal gücüne yer yoktu ve tüm umuduna rağmen onların arasında kendisine hiç arkadaş bulamadı. Daha küçük bir çocukken, yetişkinlerin hepsi resim çizmek yerine tarih, coğrafya, matematik ve dilbilgisiyle ilgilenmesini öğütlemişlerdir ve bu öğütler de sonunda onun bir pilot olmasına yön vermiştir. Çölde yalnız geçirdiği ilk gecesinden sonra, ondan bir koyun çizmesini isteyen küçük bir adam tarafından uyandırılır. Birkaç başarısız denemeden sonra, pilot, sinir olmuş bir şekilde sonunda, istenen koyunu içeren bir kutuyu çizer ve koyunun bu kutu içerisinde olduğunu söyler. Beklenmedik bir şekilde, bu küçük adamı tatmin eder ve küçük Prens’in dünyasına bir kapı aralar. Bu sebepten ötürü küçük Prensin minik bir gezegenden geldiğini ve bir çiçekten kaçtığını öğrenir. Ona (çiçeğe) âşık olmuştu, ama onun tuhaf ve boş jestlerini ve onun içinde olan kendi hislerini çözememişti. Böylece kendisine deneyim edinmek ve arkadaş kazanmak için gezegenden gezegene bir yolculuğa çıktı. Az az da olsa, pilot küçük Prens’in tüm hikâyesini öğrenir, çünkü yanındaki yoldaşı genelde sorulara neredeyse hiç cevap vermemektedir. Küçük Prens’in hikâyesindeki yolculuğu onu ilk önce 6 değişik gezegene götürdü. Orada kendi garip hayal dünyalarında tutsak yetişkinler ile karşılaştığı öğrenir: Bir kral bütün evrenin ona (küçük Prens’e) itaat etmesi gerektiğine inanmaktadır. Kibirli birisi, kendisinin dünyanın en iyi, en zengin ve en zeki insanı olarak kabul edilmesini istemektedir. Bir sarhoş, tüm ümidini içkilerde utançla yitirir ve içtiğini unutmak istiyor. Bir işadamı yıldızların sahibi olduğunu ve sadık sayı dünyasının ardında saklandığını düşünür. Bir fener çalışanı saçma bir iş eğitimini takip eder ve bir coğrafyacı olarak sorgulanabilir yöntemlerle bilgiyi zenginleştirir. Küçük Prens yeryüzünde ilk olarak yılanla buluşur. Küçük adamı ilk kabullenen ve ona yardım etmek isteyen ilk formdur yılan. Arkadaş araması sırasında dünyada bir sonuca ulaşamayacaktır. Bir yol sonunda onu bir gül bahçesine götürür. Burada gülüne benzeyen binlerce gül keşfeder. Çiçeği tarafından aldatıldığı düşüncesi onu bir çaresizliğe sürükler. Kendisinin (çiçek) eşsiz olduğunu iddia etmişti. Bu yüzden küçük Prens kırılmıştır ve acı bir şekilde ağlar ve o anda tilki beliriverir. Tilki küçük Prens’in kendisini evcilleştirmesine müsaade eder, çünkü o da kendini yalnız hissetmekte ve bir arkadaşa ihtiyaç duymaktadır. Bu sebepten tilki yeni dostuna arkadaşlık ve sevginin gizemini adar. Önemli olanın görünmez olduğunu ve sadece kalbin gözüyle iyiyi görebileceğini öğretir tilki ona. Sen sadece uydurduğun şeyleri anlarsın diye öğretir tilki. Böylece, küçük Prens sonunda gülünün ona yalan söylemediğini fark eder. O (gülü) eşsizdir, çünkü gezegende sahip olduğu ve özenle ilgilendiği yegâne şeydir o. Diğer güllerin onun için bir anlamı yoktur. Onun kendisi evcilleştirdiği için ondan kendisi sorumludur. Ve küçük Prens gezegenine sevgili gülüne tekrar geri dönmeye karar verir. Yolculuğunun da son durağında pilotla buluşur. Pilotun erzakı artık bitmiş, tükenmiştir ve çölde uçağını tamir edemeden sekiz gün geçmiştir. Böylece pilot ve küçük Prens su için çölde umutsuz bir arayışa giderler. Beklenenin aksine, pilot iyi bir su kuyusu bulur. İkisi de buldukları kuyu ile susuzluklarını gidererek enerjilerini toparlarlar. Pilot uçağına geri dönerken, küçük Prens tekrar yılanla buluşur. Yılan, Prens’e gezegenine dönmenin bir yolunu teklif eder. İkisi de ertesi gece için bir buluşma yeri ayarlıyorlar. Pilot uçağını başarıyla tamir ettikten sonra geri döndüğünde, küçük Prens’in aklından neler geçtiğini tahmin eder. Yeni arkadaşını kaybetmek istememektedir. Yine de, küçük Prens ile birlikte bir yıl önce dünyaya düştüğü yere gider. Burada küçük Prens pilota hediye olarak yıldızlar verir. Yıldızları gülüşüyle sembolik olarak birbirine bağlar ve sonrasında da son adımını atar. Yılan seri bir şekilde kumdan dışarı sıçrar ve küçük Prens’i ayak bileğinden ısırır. Cansız gibi yere düşer ve gezegenine döner. Ölümcül kabuğunu yeryüzünde, dünyada bırakır. Ölmüşüm gibi görünecek, ama bu gerçek olmayacak diye talihsiz pilot arkadaşını teselli etmişti. Küçük Prens’imizin konusu; Bu eserimiz küçük bir çocuğun gözünden yetişkinlerin bazen hiç farkına bile varmadan yaptıkları yanlışlarını anlatmaktadır. Kahramanımız yaptığı gezileriyle yetişkinlerin insanların bakış açılarını çözme, öğrenme gayretindedir. Kitabımız, küçük bir çocuğun ruhu ile bir yetişkinin anlayışının birbirlerinde nasıl uzaklaşabildiğini ufak masallar ile bizlere aktarmaktadır. Çocuklar ile yetişkinlerin arasındaki perspektif değişikliğini ele alır. Küçük Prens kitabının ana fikri; Küçük Prens, küçüklerin ve büyük insanların okuyup anlamlar çıkarmaları gerektiğini düşündüğüm bir kitaptır. Kitap, yetişkinlerin düşüncesiz tavır ve hatalarına eleştirel bir şekilde bakmaktadır. Zaman ilerledikçe, insanlar büyüdükçe çocuk ruhundan uzaklaşarak, çocuk psikolojisini nasılda unutabildiklerini ifade etmektedir. Çocuklarımızın, yetişmekte olan neslin ve anne babaların okuması gereken bir hikâye kitabıdır. Küçük Prens kitabının başlıca kahramanları: Küçük Prens: Gezegeninde güzel bir çiçek ile yaşayan, çeşitli gezegenleri dolaşan, son durağı olan dünyamızda pilotumuz ile karşılaşan ve ona kendi hikâyesini anlatan çocuk kahramanımızdır. Yazar (Pilot) : Küçük yaşlarda resim yapma yeteneğine yetişkinler tarafından kayıtsız kalınan, büyüyünce de pilot olan yazarımızdır. Uçağı arızalandığı için mecburen çöle iniş yapmak zorunda kalır ve çölde tanıştığı Küçük Prens ile dost olur. Kral: Kendi gezegeninde yapayalnız yaşayan ve her şeye hâkim olduğunu düşünen birisidir. Kendini Beğenmiş Adam: Küçük Prens’in seyahati esnasın bir başka gezegende tanıştığı, kendini çok beğenmiş bir insandır. Sarhoş: Utancını unutabilmek adına sürekli içki içen hikâye kahramanıdır. İş Adamı: Sürekli hesap-kitap işleriyle meşgul olan ve bu işi aşırı önemseyen bir insandır. Bekçi: Gezegende olan tüm fenerleri gece-gündüz durumuna göre yakıp söndüren kişidir. Kâşif: Masa başından hiç kalkmadan, kâşiflerin edindikleri bilgileri not tutan kişidir. Demiryolu Makasçısı: Yaklaşmakta olan trenleri bazen sağa, bazen de sola yönlendirme işini yapan kişidir. Satıcı: İnsanlara zaman kazanmaları için su ihtiyacını giderici haplar satan kişidir. Bir sonraki kitap yorumu ve değerlendirmesinde görüşmek dileğiyle. Esen kalınız! ~ A.Y. ~
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015234,4bin okunma
··
251 görüntüleme
ismail okurunun profil resmi
Emek koktu bir an Yazdıklarınız kitaptan daha uzun😊😊abi
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Beğendiyse ne mutlu İsmail kardeşim. Allah razı olsun. Severek okuduğum ve hikayesini, yazarını, bir nevi tarihçesini kaleme aldığım bir kitaptır. :)) Saygılar.
Zeliha okurunun profil resmi
Eline sağlık abi incelemen çok güzel olmuş da sen özeti yazdığına emin misin? Bana kitabın kendisini yazmışsın gibi geldi ama çok güzel😄😄
Nebileyim okurunun profil resmi
Başucu kitabım diye bahsettiğim kitaptır Küçük Prens elinize sağlık :)
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Nebile Hanım. Kesinlikle o tür bir eserdir. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. :))
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.