Sınıf çatışmasının altının kalın kalın çizildiği, hayatın istenmeyen bir yaşana zorlaması karşısındaki çaresizliğin, bir kuşağın aile, sosyal çevresi ve kendi iç dünyasındaki çatışmalarının birkaç saatlik bir düğün sahnesiyle gösterildiği, Ayşen, Ömer, Tezel (en samimi kahraman), Aysel ... gibi kişilerle ve bu kişilerin bilinç akışı/iç konuşma tekniğiyle çatışmalarının görünür kılındığı bu anlatı türünün güzel bir örneği. Vedat Türkali’nin Bir Gün Tek Başına romanı okumuş ve beğenmişseniz, bakış açınızı sol kafaya doğru biraz daha genişletecek bir anlatı, üst kurmacaya yer verilmesi, okura boş alan bırakması gibi sebeplerden post-modernist bir roman. Bu tarz edebi anlatıların okurları ayrı bir dikkat gerektiğini bilir, bazı bölümleri birkaç kez okumaktan keyif alan, ayrıntı takibini yapabilen, sol düşünce yapısını anlamak isteyen, anlayıp hoşuna giden okurlara nasıl geçtiğini anlamadığını zihinsel bir yolculuk vaat ediyor, keyifli okumalar “Aşkın düğünü kendisidir.”