Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hazret-i Ali -kerremallâhu vecheh- de Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile Hazret-i Hatîce’nin namaz kıldıklarını görmüş ve: “–Nedir bu?” diye sormuştu. Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: “−Bu, Allâh’ın kendisi için seçtiği dînidir. Ben seni tek olan Allâh’a îman ve ibâdet etmeye, hiçbir fayda ve zararı olmayan Lât ile Uzzâ’yı da inkâra dâvet ediyorum!” buyurdu. Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-: “–Ben bu dîni şimdiye kadar hiç işitmedim! Babam Ebû Tâlib’e sormadan bir iş yapamam!” dedi. Fahr-i Kâinât Efendimiz, o sıralar teblîğ faâliyetlerini gizliden gizliye devâm ettirdiği için: “−Ey Ali! Şâyet müslüman olmayacaksan sana bahsettiğim bu husûsu gizli tut, açığa vurma!” buyurdu. Hazret-i Ali, o gece bekledi. Allâh Teâlâ onun kalbine İslâm muhabbetini bahşetti. Sabahleyin Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yanına gitti ve İslâm dîni hakkında suâller sordu. Aldığı cevaplar üzerine, Allâh Rasûlü’nün buyruğunu hemen yerine getirip müslüman oldu. Babasından çekinerek, müslümanlığını bir müddet gizli tuttu. Hazret-i Ali, bu sıralarda on yaşında idi. (İbn-i İshâk, s. 118; İbn-i Sa’d, III, 21) Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- namaz kılmak istediğinde, Hazret-i Ali -radıyallâhu anh- ile birlikte Mekke vâdilerine doğru çıkıp giderler ve insanlardan gizli olarak, namazlarını oralarda kılarlar, akşamleyin de dönerlerdi. Allâh’ın dilediği zamâna kadar bu böyle devâm etti.
··
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.