Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

175 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Alıcısına ulaşsın ulaşmasın mektuptaki her sözcük gam kokar. Bu zamanda pek kullanılmayan, yok olmasını istemeyen Türkçe öğretmenlerince mektup arkadaşlığı şeklinde yaşatılmaya çalışılan nostaljik iletişim aracı mektup, dünya edebiyatının en büyük yazarlarından birinin ilk eserini yazarken kullandığı bir şablon olarak karşımıza çıkıyor. Zarf: rahim/mektup: Dostoyevski. Havası ağlak, toprağı çamurlu, suyu acı Petersburg'da yaşayan/yaşamaya çalışan iki uzak akraba: Varenka ve Makar. İkisi de hastalıklı, kırılgan; ikisi de mağrur, mağdur; ikisi de meteliğe bırak kurşun atmayı atom bombası yollayacak vaziyette olan; kan bağı olarak uzak, gönül ve talih bağı olarak ise oldukça yakın akraba. Nasıl makineye bağlı yaşayan insanlar varsa bu iki insan da birbirlerinin mektup ve muhabbetiyle yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Karşılıklı mektupları onlar için yağ, karbonhidrat, protein kadar elzem. "Ben sana mecburum bilemezsin/içimi seninle ısıtıyorum" şiarıyla yaşıyor Makar Alekseyeviç. Mecbur hissettiği şey elbette "biriciği, anacığı" olan genç ama çıtkırıldım yapıdaki Varenka. Alekseyeviç'deki bu Varenka'ya karşı hastalık derecesindeki zaafı ve bağımlılığı gerçekten salt onu sevdiği için mi yoksa geçrekten o olmadan var olamayacağı korkusundan mı gelişmektedir? Vakar Aleyseyeviç'in Varenka'ya karşı bu sahiplenici ve korumacı tutumu bencillikten mi, sencillikten mi kaynaklanıyor? Peki Varenka anlattığı tüm yoksunluk ve yoksulluk hikayelerinde ne kadar samimiydi? Bu iki soru yoruma açık. Yoksulluğun ve gururun kiril alfabesiyle dile getirilişi olan "İnsancıklar", akıllardaki Dostoyevski imajını tam olarak karşılayacak bir kapasiteye sahip değil. "Gerçek Dostoyevski bu değil."(dir umarım) Ancak yazarın ilk romanı olduğu için fazla yadırgayamıyoruz. İlk romanın günahı olmaz. Ancak romanı okuyunca bu romandan çok başka bir roman serpildi bende: Knut Hamsun'un "Açlık"ı. Sayfa sayısı ve geçen zaman dilimi olarak birbirine oldukça benzeyen bu iki romanı da Varlık yayınlarından okudum. Elbette tema ve yaklaşımları tam olarak birbirinin aynı olmasa da Knut Hamsun'un Açlık'ını, Dostoyevski'nin İnsancıklar'ından daha yetkin buldum. Acaba Knut Hamsun İnsancıklar'ı okudu mu, okuduysa ne kadar etkilendi?
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202361,8bin okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.