Salinger ile ilgili yakınlarda çıkan biyografi filminin ardından kendisiyle ilgili bir belgeseli de izledim. Herkesin kendini Holden Caulfield ile eşleştirmesi fenomeninden ve karaktere aşırı bağımlı olunduğundan bahsediliyordu ki bu bende de oldu. Özellikle eğitim hayatı sıkıntılı geçen herkes (ki bu günümüzdeki esnek olmayan eğitim sistemine maruz kalan herkes) kendini eşleştiriyor. Güzel bir kitaptı, elime aldığım gibi bitirdim zaten.
YKY olmasına rağmen (kötü değildir diye düşündüm) çeviride sorun yaşadım. Çeviri biraz kötü (veya Türk edebiyatı okuyucusuna daha uygun) bir şekilde çevrilmiş. Amerika 'yı tanıyan biri olarak keşke Salinger çevirileri orijinaline daha bağımlı kalsaymış diye düşündüm. Çünkü Salinger veya loser edebiyatı dediğimiz, genel bir konudan bahsetmemekle ilgili bize kendi beyinlerini ve kültürlerini aktaran yazarları, kendi yazdıklarıyla ancak anlayabiliriz. Çeviriler bize sıkıntı yaratmaktan başka bir şeye yaramıyor.