Hayatımıza girmesine izin verdiğimiz, ona "gel" dediğimiz, "gelsin" dediğimiz kişiler, hayatımızı şekillendiren, değiştiren, bizim için sıradan değil, sıra dışı haline gelen ve zamanla hayatımıza hakim olanlar olmuyor mu? Her şey o ilk "gel" veya "gelsin" le başlıyor. Bir aşk, bir rüya... Her şey...
Tarık Buğra... Büyük usta. Diğer romanlarının aksine bunda mekanı "tiyatro" da kuruyor. Evet yine Cumhuriyetin ilk yıllarındayız. Ama dış mekandan ziyade içerideyiz, "sahne"deyiz. Her şey bir oyun... Hayaller, umutlar, acılar, pişmanlıklar...