OKUYORUZ DEĞİL Mİ!"Dalgaları okumayı düşünüyorsanız
mutlaka ama mutlaka bu incelemeyi gözden geçirmenizde fayda olacağını düşünmekteyim"
Bir kere Virginia Woolf'u (1882-1941) okumak başka bir şey
diğer yazarları okumak daha ayrı bir şey!
Woolf'un dünyasına girecekseniz, öncelikle
hayatla boğuşmuş olmanız gerekir
düzenden tiksinmiş olmanız gerekir,
sevgiden darbeler almış olmanız gerekir,
şeklin ötesine geçmiş olmanız gerekir,
insanı bir haz makinası olarak görmemeniz gerekir,
isminiz sorulduğunda biraz düşünerek cevap vermeniz gerekir -ne olabilir diye-
yani kısaca hayatı sorgulamanızda
en az normalin bir tık üstünde olmanız gerekir....
-olmazsak nolur?
anlayamazsınız!
ya yarıda bırakırsınız ya da söversiniz!
azarlarsınız ve hiç hak etmediği ithamlarda bulunursunuz
--ayy ne karamsar bir kadın
yani bu neye benzer biliyor musunuz,
denizi kıyısından ibaret zannetmeye benzer
biri size denizin derinliklerinden bahsederse
onu delilikle suçlamanıza benzer
öYle Yaparız;
genelde somutun ötesine geçen, geçerken de somutu hırpalayan soyutla sevişen kişilere deli deriz,
o da öyle diyor ya;
"Yeniden delirmekte olduğumdan şüphem yok"
ve ekliyor;
"sesler duymaya başlıyorum ve konsantre olamıyorum.
bu yüzden yapmam gereken şeyi yapıyorum. "
diyor ve cebindeki taşlarla nehrin suyunda soyutlaşmak,
üstündeki beden yükünden kurtulmak için bir adım atıyor!
"Ölüme hangi adı vereceğiz?"......
Virginia Woolf genel olarak eserlerinde ve
özel olarak da bu kitabında "bilinç akışı" tekniğini kullanır
bilinç akışı dediğimiz teknik kısaca karakterlerin iç seslerinin
kendi ağızlarından bir olay örgüsü olmadan, mantıksal bağlantılar kurmadan zihninden geçen düşüncelerin olduğu gibi yansıtılmasıdır. Bu durum, ister istemez eserin okunmasını zorlaştırır bir de bunun üzerine Virginia Woolf'un gerçeğe yakın dünyası koyulunca bu zorlanma kat kat artabilir....
bütün bunlara "eywallah" diyorsanız eserin özeline geçelim
Bu eserde bilinç akışı tekniği kullanılarak 3 kız, 3 erkek arkadaşın çocukluğundan gençliğine, gençliğinden ihtiyarlığına ve ölümüne giden bir yoldaki imgeler ve kendilerinde meydana gelen değişimleri içerir.
Bütün ömür bir güne benzetilir, hayatlar gündoğumu ile başlar ve günbatımı ile son bulur günün ortasında her biri orta yaşlarındadır sonra yavaş yavaş batıma doğru yol alır. Hayat bir deniz ve ruhlardaki ritimler ise birer dalga olarak simgelenir. Ruhlardaki hareketler yükselip alçalarak bir dalga oluşturur... genç yaşta ölen Percival konuşturulmaz ancak ölümünden sık sık bahsedilir. Yazar bazen bu altı
kişinin aslında bir kişi olabileceği izlemini de bizlere verir.. o da artık bizim düşünce dünyamızda şeklini bulur.
Okurken belli noktalara odaklanmamanız için hislerimden bahsetmeyeceğim
ama okumadan önce mutlaka dikkat etmeniz gerekenlerden ilki
altı kişinin isimlerini genel özellikleriyle iyi belirlemeniz
ve ikincisi ise
konuşmaya başlayan kişiyi iyi bilmeniz gerekir
çünkü yazar hangisine geçtiğinden bahsetmez
kendinizi okumaya kaptırırsanız tam olarak kimden bahsettini kaçırabilirsiniz, bu da karışık olan durumu iyice karışık hale getirebilir ve gelen dalga ile boğulma tehlikesi geçirebilirsiniz...
son olarak
okuyun ya da okumayan önerisinde bulunmayacağım
ancak eğer Virginia Woolf'u ilk kez okuyacaksanız
bu eserden başlamayın.. derim...
..saygılarımla