Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ayhan Sefer Üstün, Al Jazeera'ya şöyle konuşuyordu: ''Yolları mayınlarla döşemişler. Daha dün iki askeri aracı havaya uçurdular. Üç şehidimiz vardı. Bunlar bugünün faaliyetlerimi? Hemen bir gecede mi döşediler? Hayır? O Yolların asfaltlandığını görüyorsunuz. Çözüm sürecinin getirdiği ılımlı havadan istifade ederek, yolların inşa aşamasında neredeyse tonlarca mayını, TNT'yi o yolların altına gömmüşler. Dertlerinin insan hakları, demokrasi, hukuk üstünlüğü, özgürlükler olmadığını buradan anlıyoruz. Bu röportajın devamı şöyleydi: - Peki devlet bunu görmedi mi? Tonlarca mayın,TNT asfaltın altına doldurulurken devletin istihbaratı görmedi mi? ''Zaaf diye düşünülebilir. Elbette. Valilerimiz daha çok görevliydi ve raporları da hükümete valilerimiz sunuyordu. Bir ilin şu anda da güvenliği valilerin sorumluluğunda. Zaman zaman belki milletvekillerimiz de bu olaylardan şikayet ettiler. Ama valiler sanırım biraz daha toleranslı davranmışlar. ' Çözüm sürecine sıkıntı olmasın, benden kaynaklı bir sorun çıkmasın, işleri biraz yolunda gösterelim, zaten bu iş de inşallah mutlu sonla bitecek gibi düşüncelerle muhtemelen o mesele biraz gevşek bırakılmış gibi gözüküyor.'' Bu 'gevşeklik' ya da 'zaaf' Türkiye'ye ağır bedeller ödetti. Bu aşamada kandildekiler asıl önceliklerinin Türkiye içinde Kürt sorununun çözüm arayışları olmadığını gösteren ikinci açıklamasını yaptı. Murat Karayılan Türkiye'yi kastederek '' Eğer onlar rojavaya müdahale ederlerse biz de onlara müdahale ederiz; o zaman Türkiye'nin tümü bir savaş sahasına dönüşür'' diyordu.
İnkilap Kitabevi
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.