Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
Sıcak bir gün, otobüs alabildiğince dolu, insanlar, bakışmalar ve fırdolayı düşünceler. Düşünenlerden biri de benim yanımdakiyle bir diğerini anlamanın imkansızlığını, fikirlerin zırh gibi gizlendiği göğüs kafesi ve arzın merkezi varsaydığımız zihnin arasındaki ince çizgiye dalıyorum. Etrafımızdaki şu onlarla insan kirpi gibi duygu, düşünce ve izlenimlerini üzerimize fırlatmaya hazır olsaydı bir an, neler olurdu? İşte şurada biraz endişeyle göğsümden, biraz sevgiyle sırtımdan, bir parça kınamayla boğazımdan yaralanıp kanlar içinde yere yığılırdım. Söyleyemediğimiz, anlatamadığımız onlarca şey parçalara bölünüp evrene yayılsa kim bilir ne halde olurduk.. Ve ben; gövdem başka bir yerde kafam, bacaklarım, ellerim çok başka yerlerde kalakalırdım. Kafes olarak gördüğümüz bedenimize isyan ederiz çoğu zaman ama kılıfsız ruhumuzu bedenlerimizden başka ne derleyip toplayıp, asfalt kenarına bırakabilir söyleyin hadi? Düşüncenin bir göz kırpması kadar ömrü olması içimi acıttı, neden bir saniyenin onda biri kadar sürede bir mızrağın sancısıyla kıvranır ve sonrakinde yeni bir acıya diriliriz? Neden yaşamın elinden kurtarabildiğimiz tek şey yazı? 'Neden yazmıyorsun bunları? 'Çünkü kağıt ve kalem yokyanımda, aslında tüm düşündüklerimizi yazacak kadar kağıt ve kalem hiçbir zaman olmayacak.' Sonra bu kitabı okuyup da pek bir şey anlamamam geldi aklıma, ruhun bir nefes olduğu bölüm, düşüncenin savaşında bölünerek varlığını sürdürmenin tek yolunun nefesler döngüsüne katılmak olduğu tokat gibi çarptı yüzüme. Otobüs durdu, zaman durdu (salakça bir cümle daha, zaman asla ölmez, ölen insandır) sahilde küt saçlı kadınların hüznünü izleyerek hapsolmuşluğuna, esaretine tanık oldum bir kez daha ruhun geri dönüşü olmayan bir yolda bir tek nefesin soluğun kudretine tapınışına. Mümkün mü gerçekten nefesler halinde binlerce kanat çırpmak? Ya da şu mudur gözümüzü açamadığımız körlük; tüm nefeslerimiz mikrokozmozu mu tüm evrenin ve biz bu kısıtlı anları iştahla tüketip kendimizi ıskartaya çıkarmak? Nefesini boşuna tüketmek bu mu yoksa? Bilemiyorum, ruhun nefesler arasında gezinirken çok muhtemel elbette boğulması..
Baphomet
BaphometPierre Klossowski · Mor Yayınları · 199910 okunma
··
124 görüntüleme
Fırat Özbey okurunun profil resmi
Üstad sizin yüzünüzden kendi incelemelerimden utanıyorum.Sizinkilerin yanında benimkiler Cin Ali incelemesi gibi kalıyor.Saygılarımı sunuyorum size.Kirpi gibi düşüncelerimizi fırlatsaydık.Harikaydı.
tabula rasa okurunun profil resmi
Teşekkürler, est. :) yok sadece bana ayrılan saçmalama kotasını dolduruyorum :) iyi geceler
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.