Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

244 syf.
7/10 puan verdi
Virginia'yı anlamak, Orlandoyu okumak Niyetindeyseniz, Okuyunuz!
Orlando.... fantastik bir roman mı diyelim, açıkçası bunu dersek kimsenin bizi kınayacağını zannetmiyorum, 4 asır yaşayan cinsiyet değiştirebilen, günlerce ölüm uykularına yatabilen bir Orlando varsa evet buna fantastik diyebiliriz kimsenin de itirazı olmaz; ama bütünüyle oraya takılamayız... çünkü bir taraftan bunlar varken diğer taraftan aşk acısı, ihanet, dünya serüvenleri, doğa güzelliklerini tadabilen bir gerçek kişi de var.... şimdi ise biraz sorgulamalarla anlamaya çalışalım; bizi oluşturan temel şey cinsiyetimiz mi? Her şey bunun üzerine mi kurulu? Sevgilerimiz, aşklarımız, yapabileceklerimiz, yapamayacaklarımız, değerimiz, toplumdaki yerimiz, kalbimizdeki arzularımız, düşüncelerimiz..... ve daha bir çok şeyimiz bütününde, hayatımız veya varlığımız... evet bütün bunların temelinde cinsiyetimiz mi yatıyor?... oysa varlığımızı anladığımızda cinsiyetimiz belliydi zaten; yani bizim için sınırlar çizilmişti. O zaman daha fazlası için neden zorlayalım, mı? Beden üzerine çizilmiş olan cinsiyet aynı şekilde ruhun cinsiyetini de gösteriyor olabilir mi... insan ruhunun cinsiyeti var mı bedenen erkek ruhen kadın ya da tam tersi ya da aynısı olmak mümkün mü... bunlar, hayatın herhangi bir noktasında beynimizi harekete geçerin düşüncelerden biri oldu mu? evet mi, hayır mı... neden evet neden hayır? hadi şimdi bütün bunları bir kenara bırakalım sizinle şöyle bir oyun oynayalım; siz ikiniz güzel kız ve yakışıklı erkek evet siz ikiniz, birbirinizi sevdiğinizi kabul edelim mesela kıza sorsam bana çizer misin yeni bir dünya ve içinde sen, tablonun en mutlu yerinde olacak şekilde desem, nasıl çizer acaba? Bir şeyler çizer, tahmin ederiz ya da edemeyiz çizdiklerini; ama o erkeği de tablonun en güzel yerinde en güzel bakış açısıyla karşısına oturtacağından en ufak bir şüphemiz olmaz.... peki cinsiyeti kaldırırsak dolayısıyla erkeğe karşı olan duyguları ortadan kalkarsa o zaman o erkeği yine aynı yere oturtur mu, değilse o zaman o en güzel yere neye göre kimi seçer??? (işte muhteşem sorumuz buydu) kitabı okumadan "ben" ler üzerine zamanında şöyle bir paylaşımım olmuş......... "Sen diye bir şey yok siz var! İnsan, kendisinden bir şeyler verip karşılığında bir şeyler alarak devamlı bir değişim ve dönüşüm içinde asla kendisi olarak kalmamaktadır. O zaman ben derken hangi ben?"..... Orlando'da da benzer düşünceyi görmek mümkün.... "...herkes, kendi deneyimlerinden yola çıkarak farklı ben’lerinin kendisiyle üzerinde anlaşmış oldukları farklı koşulları çoğaltabilir – bunların bazıları kayda geçirilmeyecek kadar gülünçtür........çok çeşitli ben’ler vardı, sığdırabileceğimizden de fazlaydı sayıları, sadece altı-yedi ben’i anlatan bir biyografi bile eksiksiz sayılırken bir insanın binlerce ben’i olabilir.... tabii ki bu arada konu biyografi yazarlarını eleştirmek üzerine açılmış ama düşüncenin temeline indiğimizde aynı noktaya değindiğimizi düşünüyorum.... ben Virginia'dan etkilenmiyorum zaten o düşünce yapısında olduğum için eserlerine ilgi duymaya başladım bu açıdan bakıldığında diğer okurlar benim hissettiklerimi hissetmeyebilirler bunu da göz önünde bulundurmakta fayda var , diye düşünüyorum.. düşünsenize dünyaca tanınmış büyük bir feminist yazar romanın bir bölümünü Türkiye'ye ayırıyor gerçekten bunu okumak sizi heyecanlandırmaz mı? Bu eser Orlando işte Virginia'nın gözünden İstanbul; "...durup, büyülenmiş gibi aşağıdaki şehri seyrediyordu. O saatte sis o kadar yoğun olurdu ki, Aya Sofya’nın ve başka yerlerin kubbeleri siste yüzer gibi görünür, sisin içinden yavaş yavaş ortaya çıkarlardı; kabarcıklar oldukları yerde sabit gibiydiler; şurada Boğaz vardı; şurada da Galata Köprüsü; orada gözleri ya da burunları olmayan, dilenen yeşil türbanlı hacılar; şurada sakatatları yiyen sokak köpekleri; şurada çarşaflı kadınlar; şurada sayısız eşek; şurada da ellerinde uzun sırıklarla at sırtında giden adamlar. Çok geçmeden kırbaçların şaklaması, gong sesleri, ezanlar, katırların kamçılanması, pirinç çemberli tekerleklerin takırtısı bütün şehri harekete geçirir, mayalanan ekmeklerden ve tütsülerden ve baharatlardan gelen ve tiz sesli, rengârenk, barbar halkın soluğuymuş gibi görünen ekşi kokular..." Orlando, Virginia Woolf'un diğer kitaplarına oranla daha kolay okunabilin, eserin ana karakteri olan Orlando cinsiyet değiştirebilen dünyanın farklı yerlerinde (bunlardan bir tanesi de Türkiye) farklı insan tabakalarında bulunabilen, bazen gerçek bazen fantastik bir serüven geçiren bir kişinin hayali biyografisidir. Aşk, hayat, benlik, cinsiyetsizlik gibi konuların yanında biyografi yazarlarına yapılan eleştirileri de içerir. okunmasında fayda olacağı kanaatindeyim....
Orlando
OrlandoVirginia Woolf · İletişim Yayınları · 20211,583 okunma
··
213 görüntüleme
Sinan Küçükağaoğlu okurunun profil resmi
Cinsiyetin şekillendirdiği duygular belki de esas karışıklığa sebep olan... Yani her erkeğin ruhunda biraz kadın, kadının da erkek vardır... Belki de bu noktada senin de dediğin gibi sorgulamalar başlıyor. Kimlik karmaşası yaratabilecek bir sorgulama aslında ama gayet yerinde ve doğru tespitler Dostum... Tebrikler..
marie sklodowska okurunun profil resmi
Bu kadını zaten seviyordum İstanbul deyince daha da çok sevdim😍
RA okurunun profil resmi
Ohh ne güzel hep sev 😍
4 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.