İşte Kant'ın cevabı: "Varım" ın belirlenebilir olduğu biçim besbelli ki zaman biçimidir. Zaman biçimidir ve böylece Kant'ın bizzat hayranlık verici bir formülle tanımlayacağı şu paradoksun içine düşersiniz: İçsel, en samimi anlamın, sezişin paradoksu bu —yani aktif "düşünüyorum" belirlemesi varoluşumu belirliyor; aktif "düşünüyorum" belirlemesi varoluşumu aktif bir şekilde, belirliyor -ama varoluşumu ancak belirlenebilir olanın, yani mekânda ve zamanda pasif olan bir varlığın biçimi altında belirleyebiliyor. Öyleyse, "ben" gerçekten bir edimdir, ama ancak pasif bir varlık olduğum ölçüde tasavvur edebildiğim bir edim. Ben başkasıdır. Öyleyse "ben" aşkınsaldır (transandantal).