Çavdar Tarlasında Çocuklar ülkemizde, ilk defa 1967’de “L’Attrape-cœurs” adlı Fransızca çevirisinden “Gönülçelen” adıyla, Adnan Benk tarafından çevrilmiş; fakat yıllar sonra Yapı Kredi Yayınevi özgün başlığa yakın bir şekilde Coşkun Yerli çevirisiyle, “Çavdar Tarlasında Çocuklar” olarak yayımladı. Çavdar Tarlasında Çocuklar öyle pek yaşananları ön planda tutan bir roman değil, Holden başlı başına bir olay olduğu için daha çok onun düşünceleri ve hisleri kitapta yer kaplıyor. Kitabı okuyan herkesin Holden'ı bu kadar sevmesine neden olan şey ne? Cevap, sanırım, onun özel bir çocuk olmasında saklı. Dünyayı olduğu gibi görebilmesi, gözlemleri ve kötümser duruşu onu gerçekçi, sevilesi ve spesifik bir karaktere dönüştürüyor. Kitap kısa olduğundan, yavaş yavaş, sindire sindire okumanız sizin için daha faydalı. Bana kalırsa biraz ilgi isteyen bir roman bu. Bitirdikten sonra, savuşturup bir tarafa atılacak tarzda değil. Büyük bir çerçeveden bakacak olursak Salinger’in 1949’da yazdığı romanın dünyasıyla günümüz dünyası arasında pek de bir fark yok.
Biraz farklı, üzerinde düşünülmüş, sürükleyici, size kendinizi sorgulatacak bir roman arıyorsanız, fazla uzağa gitmeyin derim. Çavdar Tarlasında Çocuklar, mutlaka içinde sizden de bir parça barındırıyordur.