Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

399 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Herkese merhaba, sabahın ilk ışıklarıyla uyananlara, gece boyunca gözüne uyku girmeyip şu anda mışıl mışıl uyuyanlara, herkese. Öncelikle başka bir etkinliğin altında bu etkinliğe (#30096680) katılmamı sağlayarak ilk defa Stephan King ve ilk defa korku-gerilim türünde bir kitap okumama sebebiyet verdiği için Hakan'a (
Hakan
Hakan
) çok teşekkür ediyorum. Kitabın adından başlamak istiyorum, "Hayvan Mezarlığı"... Düşünün ki yıllar yıllar önce yaşamış ve ölmüş olan bir kedi Smocky, tavşan Marta, köpek Spot, boğa Hanratty var. Çocukların tahtalardan; babalarının teneke makaslarıyla kestiği levhalardan yapılmış mezar taşları kiminin üzerinde söz dinlerdi yazan. Düşündük değil mi? O halde hazır bunun sözü açılmışken kitaptan günümüz dünyasında hayvanların dirisine bile saygı göstermeyen varlıkların olduğunu göz önünde bulundurursak eğer (elleri ve kolları kesilen minik bir köpek, hiçbir neden yokken denize atılan kedi, tüm bunların dışında sadece onlara karşı kötü bir girişimde bulunanlar değil, aynı zamanda imkân olduğu hâlde bir iyiliği onlara çok görenler de dahil, bir kap su veya yemek koymaktan aciz insanları da düşünürsek) hayvanların ölülerine değer veren çocukların olduğunu bilmek ne hoştu, kitap da bile olsa... Kitabın konusuna değinecek olursam ailesiyle birlikte mutlu bir yaşam süren Doktor Louis Creed, eşi Rachel, kızı Ellie ve oğlu Gage ile birlikte başka bir eve taşınırlar, orada başlarına gelecek ve tüm hayatlarını değiştirecek felaketleri ve kamyon geçen yolun bunda bir parmağı olacağını bilmeden üstelik. Louis'in ilk iş gününde gelen yaralı genç Ludrovr'dan başlayarak gördüğü kâbuslar, evin kedisi Church'un başına gelenler, komşuları Jud Crandall yüzünden evlerinin yakınındaki hayvan mezarlığıyla tanışmalarıyla birlikte olaylar gelişmektedir. Kitapta çok muazzam betimlemeler de var, ara ara hoş olmayan kelimeler de ama çok fazla değil, bilginize sevgili dostlarım. Bu kitap bana korku ve gerilimden çok hüzün yaşattı diyebilirim. Bu kadar uzun sürede okuduğuma da aldanmayın lütfen, en fazla 4 ya da 5 günde okuyabileceğiniz bir akıcılıkta bu kitap. Ben nasıl bu kadar uzattım kızıyorum kendime, siz bakmayın bana :) Sonlara doğru daha çok heyecan yaşadım ve sonu da hiç beklemediğim bir şekilde bitti diyebilirim. İçimde biraz burukluk ve şaşkınlık kaldı. Sanki kitap hâlâ devam edecekmiş gibi bitti, belki de o an orda bitmesin istediğim için bana öyle geldi, üzdü bu yüzden açıkçası beni. Sonun devamı olmaz ama yine de zihnimizde hayal gücümüzle devam ettirelim diye öyle bir sonla bitirmiştir belki de Sevgili Stephan King... "Azıcık SPOİLER olabilir!" Düşünün gecenin bir yarısı ormanda yürüyorsunuz, korkunç kuş ötüşleri, parlak bir gece, beyninizi kemiren düşünceler... Size yaklaşan bir şey ne olduğunu bilmediğiniz yaklaştı yaklaştı, bakmayın sakın sonra uzaklaştı ve uzaklaştı. Şimdi yine düşünün çok sevdiğiniz biri öldü. Koca bir sır var sakladığınız, o kişiyi hayata geri getirme şansınız bu sırda gizli. Ama başka bir şey daha var. Şayet bunu yaptığınız takdirde o kişi eskisi gibi olmayacak. Sadece yaşayan bir et parçası, kalbi olmayan belki. Siz olsaydınız ne yapardınız, onun yokluğuna alışmak mı yoksa onun yeniden varlığını bilip gözünüzün önünde yok oluşunu mu izlemek, fiziken yakın olup da kalbinizde tanıdığınız ondan çok uzak olmak mı, oysa onu hep öyle sevdiğiniz halde hatırlamak daha iyi olmaz mıydı, evet hangisi? Louis ne yapıyor peki? Ya Rachel kardeşi Zelda'yla olan anılarını bunca yıllık eşinden neden saklıyor? Ölümden neden bu kadar korkuyor? Ölüm demişken kitapta da geçiyor, grip ve zatürre, kanser, savaşlar, patlamalar, kalp krizleri, felçlikler, böbrek yetmezlikleri, trafik kazaları, intihar, cinayet ve daha sayamadığımız ne çok ölüm sebebi var değil mi? Kimi zaman otururdu ölüm insanla yemeğe diyor Jud. Öyle değil mi ölüm de gerçeği hayatımızın tıpkı yaşamak gibi. Sözü daha fazla uzatmayayım, daha ne diyeyim ki hiç durmayın okuyun... Buraya bir gerilim müziği falan bırakmak isterdim sizin için ama inanın hiç bilmiyorum, eğer sizlerin bildiği varsa atın linkini koyayım hemen, buraya kadar okuduğunuz için gözlerinize çok teşekkürler... Az kalsın unutuyordum kitaptan güzel ve anlamlı bir sözle incelememe son vermek istiyorum: "İnsanın yüreğinin toprağı daha da taşlıdır. İnsan yetiştirebildiği kadarını yetiştirir." O halde güzel kalbinizde taşlara rağmen çok güzel şeyler yetiştirmeniz, beslemeniz ve büyütmeniz dileğiyle... Sevgiyle ve tebessümle kalın :))
Hayvan Mezarlığı
Hayvan MezarlığıStephen King · Altın Kitaplar · 201911,7bin okunma
··
100 görüntüleme
Hakan okurunun profil resmi
"Hayvanların ölülerine değer veren çocukların olduğunu bilmek ne hoştu, kitap da bile olsa..." Kalemine sağlık, cok guzel bir inceleme olmus. Beğenmene sevindim :)
Bi kübb okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim, ben de sevinmene sevindim :) İkinci olarak hangi King kitabını okuyayım diye sormuyorum sana zaten belli olduğu için :)
4 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.