“Bir İngiliz lise öğrencisi 16. yüzyılda yaşamış Shakspeare’in eserlerini okuyup anlar, tefekkür eder. Bir Fransız talebe 19. asırda yaşamış , eserler vermiş Victor Hugo‘ yu okuyup anlayabilir. Maalesef nedendir ki , bir Anadolu çocuğu 16. yüzyılda yaşamış Fuzûlî’yi okuyamaz , okusa da anlamaz. Hatta 20. asırda yaşamış Mehmet Âkif'in Safahat’ını orjinalinden okuyamaz. Latin harflerine çevrilmiş eserlerini sözlük kullanmadan anlayamaz. Bunun pek çok sebebi var lakin en önemli sebebi nesiller arasında köprü olan kelimelerimize yabancılaşmamız...”.
(Osmanlıca Eğitim ve Kültür Dergisi / Sayı 35/ Sayfa 20 )