Bir Dostoyevski romanın her bitirdiğimde kendimi çok güzel ve özel bir yemekten bir tabak yemiş gibi hissediyorum. Kazanda kalan yemek miktarı her seferinde gittikçe azalıyor ve yemeği yapan aşçı artık aramızda değil. Malzemeleri yani kelimeleri okuyoruz ancak kelimelerin nasıl bir araya getirildiğini, kafasında bu fikirlerin nasıl oluştuğunu,