Güneş doğar, güneş batar. Tık, tık, tık. Geçmiş, bugün ve gelecek... Uyumak suretiyle hafıza kaybediyorduk, çünkü hayata henüz hazır değildik. Ha bire prova, hazırlanma... Artık prova bitti.
Turgenyev'in romanlarının bittiği gün sadece biten kitabı düşünmeye başlıyorsunuz. Beyninizi ele geçiriyor ve sadece o roman kalıyor aklınızda. Ham Toprak'ı okuduğumda böyle hisssetmiştim ve Duman'da aynı çizgiyi devam ettiriyor.
Bildiğimiz kitaplar gibi düz bir zaman çizgisinde ilerlemiyor roman, arada yapılan geçmişe dönüşlerle her karakter daha net bir şekilde gözler önüne seriliyor. Beş sayfa önce hiçbir şey ifade etmeyen İrina beş sayfa sonra Litvinov için hayati bir karakter olarak yer alıyor
Duman Rus burjuvasını küçümsemek içün yazılmış bir roman ancak kesinlikle sadece bundan ibaret değil.
İrina sanırım Rus romanlarında kötü karakter olmaya mahkum olan kadınlardan biri. Ben onu en çok Beyaz Geceler'deki Nastenka'ya benzettim. Tam olarak kızıp sinirlenemediğiniz zaafınız olan insanlar gibi Litvinov'da asla tam olaeak küsmedi ve kızmadı İrina'ya...
SPOİLER!!!!!!
Kitabın sonunda Litvinov trende giderken her şeyin geride kaldığını ve aslında o kadar büyütülen şeylerin -zenginliğin, siyasetin, söz sahibi olmanın hatta tutkunun bile- bir dumandan ibaret olduğunu fark ediyor.
Rus romanları genellikle mutsuz sonlarla biter ancak bu roman ne tam mutlu ne de tam mutsuz bitti. Karakterler bir süre mutsuz olduktan sonra mutlu olmayı hak ettiler bence yazarın gözünde. Tabi ki İrina hariç.
DumanIvan Turgenyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20121,066 okunma
Bize her yerde her zaman efendiler gerek. Bu efendiler çoğunlukla kanlı canlı insanlar olur, kimi zaman da eğilim gibi şeylerin boyunduruğuna kaptırırız kendimizi...
Samuel Beckett edebiyatta modernizm temsilcisi ve Absürd Tiyatro’nun kurucusu olarak biliniyor. Eserlerini İngilizce ve Fransıza dillerinde yazıyordu, oyunu ‘’Godot’yu beklerken’’ yazdıktan sonra dünyaca tanınan biri oldu, dramaturji de en önemli eserlerinden biri de ‘’Godot’yu beklerken’’dir,1969 da Nobel ödülünü almıştır.
‘’Godot’yu
Kitap bitti ve ben şimdi ne okudum ne ara bitti diye düşünmeye başladım. Kitabı okurken sanki bir Türk yazar yazmamamış gibi geliyor size. Çünkü alışılmamış bir teknikle kurulmuş cümlelerle C.'nin kafasında uçuşan fikirlerin içinde geziyorsunuz
Aylak Adam'ı okuduktan sonra bir süre aylaklık yapmayan kimse yoktur bence. Markette insanları