bu kahveyi iyi ki bulmuştum. günün belli bir zamanını hiç olmazsa ısınarak geçiriyordum. insan iyi şeylere ne tez alışıyor. bunu sezdiğimden mi neden bilmem, -kendimi sobanın sıcak doyumsuzluğuna alıştırmaktan kaçınmak için olsa gerek- sobaya uzak duruyordum. ayaklarım pek ısınmasa da, içimi bir bardak sıcak çayla ısıtırken, arkamda, uzakta yanan odun sobasının harlı sesi de bütün içimi, duyularımı ısıtıyordu. bu da yetiyordu bana.