Anlatıcısından karakterlerine, üslubundan konusuna her şeyiyle inanılmaz farklı bir romandı. Gece yarısından gün ağarana kadar olan kısa bir süreyi kapsıyor kitap, ama o süre içinde birbirinden o kadar farklı hayatlara ve insanlara tanıklık ediyoruz ki. Merakla okudum her satırını, her an tetikte bekleyerek. Ürperten, sayfaları hızlı hızlı çevirten, doğru tanım buysa "huzursuz eden" bir kitaptı. Belki de Murakami'nin tarzı budur, ama garip bir büyüleyiciliği vardı. Her karakterin ve her olayın birbirine bağlanıp kopuşu ile, anlaşılmaz sonuca varmaz sonuyla, geçmişlerini biraz geleceklerini ise hiç bilemediğim karakterleri ile gerçekten büyüleyiciydi. Düşündürülmeye çalışılan felsefeyi de sevdim. Çok beğendim, pek aksiyon dolu bir hikaye olmamasına rağmen elimden bırakamadım.