Kitapla ilgili cok fazla spoi vermiyecegim ama iki noktaya değinmek istiyorum.
I. Daha önce Orhan Pamuk'tan hiç kitap okumamıştım ve bir okuyucu olarak beğendiğimi belirtmek isterim. Kitapta efsanelerin insanları ne kadar etkilediğini sade ve akıcı bir dille anlatmış. Postmodernizm tarzında yazılmış Cem'in ilk aşk deneyimini anlatan keyifli ve hoş bir roman.
II. Kitabı elime aldığımda düşündüğüm ilk şeylerden biri kitabın ismi oldu. Kadının saçı neden kırmızı? Bir kadın için hiç kolay kararlar değildir saç rengi değiştirmek. Üstelik te böylesi toplumda az rastlanan farklı bir renge boyamak. Kirmizi renk toplumumuzda cok sicak karşılanmayan bir renk, Pamuk bunun sebebini kitapta bizzat kadının ağzından vermiş "bu ülkede kırmızı saçlı kadın şu veya bu nedenle çok fazla erkekle birlikte olmuş kadın demekti. Bir de saçlarını bilerek kırmızıya boyuyorsa, bu kimliği bilerek seçiyor demekti bu." Bu nasıl bir zihniyet anlamış değilim. Saç renglerine bile mana yüklemek. Kadın olmak ne kadar zor...
Okuyacaklara keyifli okumalar...