Gönderi

Bob Ross, her çizgisi yapayalnız insanlar için söylenmiş bir masaldı sanki. Sahi, hayat denen şey neydi, nasıl devam ederdi? Yani unutulduğumuzda, kimse bizi artık seslenmez ve soru sormaz olduğunda, evin içindeki tüm işleri bitirip tüm rafları ve çekmeceleri bir bir düzeltip tozlarını aldıktan, akıtan muslukları tamir edip satan sigortaları bağladıktan sonra, herkes okulunu bitirip evlendikten sonra, üç ayda bir beklenen tekaüd maaşı kuyruğunun dışında neyle hatırlayacaktık hayatı biz? Oysa Bob Ross denen bu saçma sapan adam, inanılmaz fırça hareketleriyle gölgenin içinden renklere ve ışığa bağlıyordu bu ihtiyar kadınları. Hayatın aralık bırakılmış kapısı gibiydi Bob Ross... Aralıktan içeri sızan ışıklarla haber taşıyordu.
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.